Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
görevlendirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görevlendirebilmek işi


görevlendirebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Görevlendirme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Görevlendirmeye gücü yetmek


görevlendirilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görevlendirilebilmek işi


görevlendirilebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Görevlendirilme ihtimali veya imkânı bulunmak


görevlendirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görevlendirilmek işi


görevlendirilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Görev verilmek, tavzif edilmek

Örnek:

1. Kurulan heyet şehrin arka tepelerinde kondu kurulacak uygun bir arazi bulma işiyle görevlendirildi.

1. Kurulan heyet şehrin arka tepelerinde kondu kurulacak uygun bir arazi bulma işiyle görevlendirildi.


görevlendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görevlendirmek işi


görevlendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Birine bir görev vermek, vazifelendirmek, tavzif etmek


görevlenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görevlenmek işi


görevlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Görev almak


görevli

İlgili Kelimeler:

araştırma görevlisi, güvenlik görevlisi, kamu görevlisi, kat görevlisi, koruma görevlisi, öğretim görevlisi, sağlık görevlisi

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Görevi olan, vazifeli

Örnek:

1. Herkesi kendisine hizmetle görevli sanırdı.

1. Herkesi kendisine hizmetle görevli sanırdı.

2. isim , isim , isim , isim , Resmî görevi olan kimse, memur


görevlilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görevli olma durumu, memurluk

2. Resmî iş


görevsel

İlgili Kelimeler:

görevsel dil bilimi

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Göreve ilişkin, görevle ilgili


görevsel dil bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , Kelimeleri cümle içinde yüklendikleri görev bakımından inceleyen dil bilimi


görevselcilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşlevcilik


görevsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir görevi bulunmayan


görevsizlik

İlgili Kelimeler:

görevsizlik kararı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görevsiz olma durumu


görevsizlik kararı
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Yargıcın bir davada mahkemeyi yetkisiz bulması


göreyim seni
Anlamı:

1. senden başarılı sonuçlar bekliyorum

Örnek:

1. Haydi göreyim seni, bu işi yapıver.

1. Haydi göreyim seni, bu işi yapıver.

2. `sen bunu yaparsan karşılığını da görürsün` anlamında kullanılan bir tehdit sözü


görgü

İlgili Kelimeler:

görgü fukarası, görgü kuralları, görgü tanığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik davranışları, terbiye

Örnek:

1. İçinde yaşadığımız aynı çevre, aynı görgü, beni tamamıyla onlara benzetmiyor.

1. İçinde yaşadığımız aynı çevre, aynı görgü, beni tamamıyla onlara benzetmiyor.

2. Bir kimsenin, yaşayarak ve deneyerek elde ettiği birikim, deneyim

Örnek:

1. Bu sanatçıların çoğunun başarısında dış ülkelerde edindikleri sahne görgü ve kültürü etken olmuştur.

1. Bu sanatçıların çoğunun başarısında dış ülkelerde edindikleri sahne görgü ve kültürü etken olmuştur.

3. Görmüş olma durumu

Örnek:

1. Görgü tanığı.

1. Görgü tanığı.


görgü fukarası
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Görgüsü az veya iyi olmayan (kimse)

Örnek:

1. Görgü fukarası insanlara karşı gaddar olmayan bir alerjisi vardı.

1. Görgü fukarası insanlara karşı gaddar olmayan bir alerjisi vardı.


görgü kuralları
Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Bir toplumda veya toplulukta, davranışları denetlemeye yönelik olan kuralların bütünü, davranış bilgisi, adabımuaşeret


görgü tanığı
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Bulunduğu yerde gerçekleşen olayı yakından gören kimse

2. Bir olayı, bir süreci bizzat görüp yaşayan kimse

Örnek:

1. Zaten bugün elimizdeki örneklerin çoğunluğu görgü tanığı derleyicilerinin saptadığı örneklerdir.

1. Zaten bugün elimizdeki örneklerin çoğunluğu görgü tanığı derleyicilerinin saptadığı örneklerdir.


görgücü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Deneyci


görgücülük
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Deneycilik