Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
görmece
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Görmek koşuluyla


Telaffuz : gö'rmece

görmediğe (veya görmemişe) dönmek
Anlamı:

1. tam bir sağlığa kavuşmak

2. başından geçmemiş gibi olmak

Örnek:

1. Bir saniye içinde hasret ve firkati hiç görmemişe dönersiniz.

1. Bir saniye içinde hasret ve firkati hiç görmemişe dönersiniz.


görmek fiil

İlgili Kelimeler:

içgöreç, uzgören, sıtmagörmemiş, güngörmez, dünya görmüş, umurgörmüş, ırakgörür, uzgörür

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek

2. Anlamak, kavramak, sezmek

Örnek:

1. Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin.

1. Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin.

3. Yanına gidip konuşmak

Örnek:

1. Bugün müdürü göreceğim.

1. Bugün müdürü göreceğim.

4. Bir şey hakkında bir yargıya varmak, değerlendirmek

5. Belirli bir zamanın içinde bir olaya tanık olmak, yaşamak

Örnek:

1. Hangi memlekete gitsek resmî makamlar kadar halkın da rağbetini görürdük.

1. Hangi memlekete gitsek resmî makamlar kadar halkın da rağbetini görürdük.

6. Yapmak, etmek

Örnek:

1. İş görmek. Masraf görmek.

1. İş görmek. Masraf görmek.

7. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Kendisine yapılmak, bir davranışla karşılaşmak, maruz kalmak

8. -den , -den , -den , -den , Almak

Örnek:

1. Birinden ders görmek.

1. Birinden ders görmek.

9. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şeye erişmek

Örnek:

1. Cebi para görmek.

1. Cebi para görmek.

10. Çok değer vermek

Örnek:

1. Gözü yalnız parayı görüyor.

1. Gözü yalnız parayı görüyor.

11. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir işleme uğramak

Örnek:

1. Teftiş görmek.

1. Teftiş görmek.

12. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yüzü bir yöne doğru olmak, bakmak

Örnek:

1. Ev güneş görüyor.

1. Ev güneş görüyor.

13. Ziyaret etmek

14. Karşılaşmak, rastlaşmak

15. -le , -le , -le , -le , Gözlerin görmediği durumlarda başka duyu organlarıyla algılamak

Örnek:

1. Körler parmaklarıyla görürler.

1. Körler parmaklarıyla görürler.

16. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sahne olmak, geçirmek

Örnek:

1. Bu ova çok savaş gördü.

1. Bu ova çok savaş gördü.

17. Saymak, herhangi bir şey gibi görmek

18. Gezmek

Örnek:

1. Ankara'yı gördün mü?

1. Ankara'yı gördün mü?

19. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Vermek

Örnek:

1. Baba hiç param yok, biraz görsen beni, dediği sabahı minnetle anımsar Ali Bey.

1. Baba hiç param yok, biraz görsen beni, dediği sabahı minnetle anımsar Ali Bey.

20. spor , spor , spor , spor , Takım arkadaşlarından en uygun olanına pas atmak


görmemezlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görmemiş gibi davranma, görmezlik


görmemiş
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Birdenbire ulaştığı iyi duruma uymayan, görgüsüzce davranan


görmemiş görmüş, güle güle ölmüş
Anlamı:

1. `görgüsüz kişi, günün birinde ummadığı bir şeyi elde ederse sevincinden ne yapacağını şaşırır` anlamında kullanılan bir söz


görmemişin oğlu olmuş (çekmiş, çükünü koparmış)
Anlamı:

1. kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , `görgüsüz kimse ummadığı bir şeyi elde ettiğinde ne yapacağını şaşırır` anlamında kullanılan bir söz


görmemişlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görmemiş olma durumu

2. Görmemişçe davranış

Örnek:

1. Görmemişliği, açgözlülüğü sonra sonra ortaya çıktıkça ondan sıdkı sıyrılmaya başlamıştı.

1. Görmemişliği, açgözlülüğü sonra sonra ortaya çıktıkça ondan sıdkı sıyrılmaya başlamıştı.


görmez
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Görme engelli


görmezden gelmek
Anlamı:

1. görmemiş gibi yapmak, farkında değilmişçesine davranmak

Örnek:

1. Oğlunun yardım dileyen bakışlarını görmezden gelerek kahvaltı masasına oturdu.

1. Oğlunun yardım dileyen bakışlarını görmezden gelerek kahvaltı masasına oturdu.


görmezlik

İlgili Kelimeler:

âdetgörmezlik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görmemezlik


görmezlikten gelmek
Anlamı:

1. görmemiş gibi davranmak

Örnek:

1. Kibirli değildi, bayağı bir saldırıyı görmezlikten gelecek kadar.

1. Kibirli değildi, bayağı bir saldırıyı görmezlikten gelecek kadar.


görmüş geçirmiş
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Görgülü, geçmişte iyi günler yaşamış, güngörmüş, deneyimli

Örnek:

1. Bizim aramızda en görmüş geçirmişi, en okumuşu sensin.

1. Bizim aramızda en görmüş geçirmişi, en okumuşu sensin.


görmüş geçirmişlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görmüş geçirmiş olma durumu

Örnek:

1. Şu yüzün kırışıklığındaki görmüş geçirmişliği, gözlerin bakışındaki anlamı görmüyor musunuz?

1. Şu yüzün kırışıklığındaki görmüş geçirmişliği, gözlerin bakışındaki anlamı görmüyor musunuz?


görmüşlük

İlgili Kelimeler:

görmüşlük duygusu, görmüşlük hissi, güngörmüşlük, sonradan görmüşlük, umurgörmüşlük

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyi görmüş olma durumu

Örnek:

1. Bu adamı görmüşlüğüm var.

1. Bu adamı görmüşlüğüm var.


görmüşlük duygusu
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Kişinin, yeni bir yaşantıyı eskiden de yaşamış olduğu yolundaki duygusu, görmüşlük hissi


görmüşlük hissi
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Görmüşlük duygusu


görsel

İlgili Kelimeler:

görsel etkileme, görsel-işitsel, görsel sanatlar

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Görme duyusuyla ilgili olan, görmeye dayanan


görsel-işitsel

İlgili Kelimeler:

görsel-işitsel çağrışım, görsel-işitsel eğitim

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Görme ve işitme duyularıyla ilgili olan, odyovizüel


görsel-işitsel çağrışım
Anlamı:

1. isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , Görme ve işitme duyularına dayalı olarak oluşan çağrışım


görsel-işitsel eğitim
Anlamı:

1. isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , Basılı eğitim gereçlerinin yanında genellikle görme ve işitme duyularına yönelik gereçlerden yararlanılarak yapılan eğitim


görsel etkileme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görme yoluyla etkileme yöntemi


görsel sanatlar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ressamlık, oymacılık, heykelcilik, mimarlık vb. sanatlar, plastik sanatlar


görsellik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görsel olma durumu


görü

İlgili Kelimeler:

hoşgörü, içgörü, öngörü, sağgörü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görme yetisi

2. Bir yerin çevreyi görme özelliği, nezaret

Örnek:

1. Buranın görüsü geniş.

1. Buranın görüsü geniş.

3. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Dolaysız kavrama, birden kavrama