Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
gönyeleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gönyelemek işi


gönyelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Gönye ile ölçmek


gör (veya görürsün)
Anlamı:

1. `işin sonucunu anla, anlarsın` anlamında kullanılan bir tehdit sözü

Örnek:

1. Birini çağırıp o güvercinleri vereyim de sen de gör.

1. Birini çağırıp o güvercinleri vereyim de sen de gör.


gör bak
Anlamı:

1. `görürsün, göreceksin` anlamında kullanılan bir söz


gördek
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Acı balık


Gördes
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Manisa iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : gö'rdes

gördün deli, savul geri!
Anlamı:

1. `dengesiz kimselerden uzak durmak gerekir` anlamında kullanılan bir söz


gördürebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gördürebilmek işi


gördürebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Gördürme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Gördürmeye gücü yetmek


gördürme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gördürmek işi


gördürmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Görme işini yaptırmak

2. Bir işi başkasına yaptırmak

Örnek:

1. Orta hizmetini bile ona gördürüyor, koca evi ona sildirip süpürtüyordu.

1. Orta hizmetini bile ona gördürüyor, koca evi ona sildirip süpürtüyordu.


gördürtme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gördürtmek işi


gördürtmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Gördürme işini yaptırmak


göre
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir şeye uygun olarak, bir şey uyarınca, gereğince

Örnek:

1. Kendime göre bir de aday buldum.

1. Kendime göre bir de aday buldum.

2. Bakılırsa, hesaba katılırsa, göz önünde tutulunca, bakarak, nazaran

Örnek:

1. Bilginlerin dediğine göre on milyona yakın Türk yurt değiştirdi.

1. Bilginlerin dediğine göre on milyona yakın Türk yurt değiştirdi.


görebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görebilmek işi


görebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Görme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. O gün bu şanlı fırka kumandanını görebilmek hepimiz için bir emeldi.

1. O gün bu şanlı fırka kumandanını görebilmek hepimiz için bir emeldi.


görece
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir şeye göre olan, varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı olan, kesin olmayıp kişiden kişiye, zamandan zamana, yerden yere değişebilen, bağıl

Örnek:

1. Özgürlük görece bir kavramdır, onu oldum olasıya bilmişimdir.

1. Özgürlük görece bir kavramdır, onu oldum olasıya bilmişimdir.


görececilik
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Görecelik

Örnek:

1. Mutluluğun, mutsuzluğun görececiliği mantık ölçülerine vurulamaz.

1. Mutluluğun, mutsuzluğun görececiliği mantık ölçülerine vurulamaz.


göreceli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı bulunan, mutlak olmayan, göreli, bağıntılı, izafi, nispi, rölatif

Örnek:

1. Bütün bu tarihler göreceli işaretlerdir.

1. Bütün bu tarihler göreceli işaretlerdir.


görecelik
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Bağıntılılık öğretisi, özellikle bilginin bağıntılı olduğunu ileri süren her türlü felsefe öğretisi, görececilik, bağıntıcılık, izafiye, rölativizm

Örnek:

1. Zamanı salt görecelik açısından değil, dille hesaplaşma gibi bir edebiyat sorunu olarak önümde bulacağımı sezmiştim.

1. Zamanı salt görecelik açısından değil, dille hesaplaşma gibi bir edebiyat sorunu olarak önümde bulacağımı sezmiştim.


görecelilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Göreceli olma durumu


göreci
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Bağıntıcılık yanlısı olan, bağıntıcı, rölativist


görecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Göreci olma durumu


Görele
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Giresun iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : göre'le

göreli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Göreceli