92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Belirlenim
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Engel, perde
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kuruyunca çatlayan toprak, verimsiz, tuzlu, killi toprak
gergedan böceği, denizgergedanı, Hint gergedanı
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Gergedangillerden, sıcak ülkelerde yaşayan, burnunun üstünde bir veya iki boynuzu bulunan, kalın derili, saldırgan bir hayvan (Rhinoceros inducus)
Lisan : Farsça kergeden
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , 4 santimetreye yakın boyda, erkeklerinde sert bir boynuz bulunan ve kurtçuk evresini, ağaç kökü kemirerek geçiren kın kanatlı böcek (Oryctes nasicornis)
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Tek parmaklılar takımına giren gergedanları içine alan bir familya
1. isim , isim , isim , isim , Üzerine kumaş gerilerek nakış işlemeye yarar, çoğu dikdörtgen biçiminde olan çerçeve
Lisan : Farsça kār + Arapça keff
1. isim , isim , isim , isim , Adıyaman iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : ge'rger
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Birbirine yaklaşık bükülü vücut bölümlerini, gerici kasların çalışmasıyla birbirinden iyice uzaklaştırma
Telaffuz : ge'rgevşet
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Perde
2. İp, kayış, tel vb.ni gerginleştirme işinde kullanılan araç
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerilmiş durumda olan
1. Her hadisenin rüzgârı onun gergin sinirlerini derin derin sarsmıştır.
1. Her hadisenin rüzgârı onun gergin sinirlerini derin derin sarsmıştır.
2. Buruşuğu, kırışığı olmayan (cilt)
1. Siyah jarse elbisesi içinde, hâlâ diri, gergin vücuduyla güzel ve ihtişamlıydı.
1. Siyah jarse elbisesi içinde, hâlâ diri, gergin vücuduyla güzel ve ihtişamlıydı.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bozulacak duruma gelmiş olan (ilişki)
1. Arkadaşımın kocasıyla arası gergin.
1. Arkadaşımın kocasıyla arası gergin.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Huzursuz, sinirli
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gergin duruma gelmek
1. O gerginleştikçe ben daha anlayışlı görünmeye çalışıyordum.
1. O gerginleştikçe ben daha anlayışlı görünmeye çalışıyordum.
1. -i , -i , -i , -i , Gergin duruma getirmek
1. Seçim, havayı büsbütün elektriklendirmiş, sinirleri iyice gerginleştirmişti.
1. Seçim, havayı büsbütün elektriklendirmiş, sinirleri iyice gerginleştirmişti.
1. isim , isim , isim , isim , Gergin olma durumu
1. Sinirlerimin gerginliği, nefesimin tıkanması hâlâ savulmadı.
1. Sinirlerimin gerginliği, nefesimin tıkanması hâlâ savulmadı.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Araba üzerine gerilerek kenarları arabanın korkuluğuna tutturulan ve içine saman veya tahıl doldurulan büyük kıl çuval