Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
gerdeğe girmek
Anlamı:

1. gelinle damat düğün gecesi bir araya gelmek


gerdek
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gelin ve damadın düğün gecesi baş başa kalmaları ve ilk kez birlikte olmaları

Örnek:

1. İki yüz yaşına bastıktan sonra mı gerdek sefası süreceğiz acaba?

1. İki yüz yaşına bastıktan sonra mı gerdek sefası süreceğiz acaba?


Lisan : Farsça girdek

gerdel
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Süt vb. şeyler koymaya, hayvanlara yem vermeye yarayan kova biçiminde tahta veya deriden kap

2. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Gemilerde temizlik işlerinde kullanılan, saç veya pirinç çemberli tahta kova


Lisan : Rumca

gerdellik
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Gerdellerin kullanılmadığı zamanlarda düzenli durmaları, devrilmemeleri için yapılan yuvarlak yer


gerdirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerdirebilmek işi


gerdirebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Gerdirme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Gerdirmeye gücü yetmek


gerdirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerdirilmek işi


gerdirilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gerdirme işi yapılmak


gerdirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerdirmek işi


gerdirmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Germe işini yaptırmak

Örnek:

1. Eski bir bağ kulübesinin duvarları üstüne bir çadır gerdirmiş, içinde yaşıyordu.

1. Eski bir bağ kulübesinin duvarları üstüne bir çadır gerdirmiş, içinde yaşıyordu.


gerdirtme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerdirtmek işi


gerdirtmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Gerdirme işini yaptırmak


gerebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerebilmek işi


gerebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Germe ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Germeye gücü yetmek

3. Germe becerisi bulunmak


gereç

İlgili Kelimeler:

araç gereç

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belirli bir işi yapmak için kullanılması gereken maddeler, malzeme, materyal

Örnek:

1. Bu sarayların bütün gereci Londra'dan taşınmıştır.

1. Bu sarayların bütün gereci Londra'dan taşınmıştır.


Gerede
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bolu iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : gere'de

gereği düşünülmek
Anlamı:

1. bir sorunu sonuçlandırmak için tutulacak yolu kararlaştırmak


gereği gibi
Anlamı:

1. nasıl olması gerekli ise öyle

Örnek:

1. Gereği gibi davranmak.

1. Gereği gibi davranmak.


gereğince
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Gereği gibi, gereğine göre, gerektiği gibi, layıkıyla, mucibince


Telaffuz : gereği'nce

gerek

İlgili Kelimeler:

neme gerek

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İcap

Örnek:

1. Vaziyeti bir bütün hâlinde ve bir anda kestirdikten sonra anların gereklerine göre davranırım.

1. Vaziyeti bir bütün hâlinde ve bir anda kestirdikten sonra anların gereklerine göre davranırım.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerçekleşmesi zorunlu olarak beklenen, lazım


gerek ... gerek ...
Anlamı:

1. bağlaç , bağlaç , bağlaç , bağlaç , Kelimeleri, kelime öbeklerini, görevdeş ögeleri birleştirme, eşitlik, istenileni seçme vb. anlamlar katarak bağlayan kelime

Örnek:

1. Gerek baba gerek de ana tarafından sofuluk göreneğine vâris olamadım.

1. Gerek baba gerek de ana tarafından sofuluk göreneğine vâris olamadım.


gerek görmek
Anlamı:

1. yapılmasını istemek

Örnek:

1. İçeri giren polisin onları sorgulamaya bile gerek görmeden kurşuna dizdiğini söylediler.

1. İçeri giren polisin onları sorgulamaya bile gerek görmeden kurşuna dizdiğini söylediler.


gerekçe
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerektirici sebep, esbabımucibe

Örnek:

1. Şimdi bu bana daha geçerli bir gerekçeymiş gibi görünüyor.

1. Şimdi bu bana daha geçerli bir gerekçeymiş gibi görünüyor.

2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Bir yasanın önerilmesi ve hazırlanmasında, yasa tasarısının hazırlanış ve maddelerin düzenleniş sebepleri

3. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Mahkeme kararlarının dayandığı kanuni ve hukuki sebepler

4. matematik , matematik , mantık , mantık , matematik , matematik , mantık , mantık , Bir önermenin kendiliğinden var kıldığı gereklik, lazıme


gerekçe göstermek
Anlamı:

1. gerektirici sebep ve doküman ileri sürmek


gerekçelendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerekçelendirmek işi