geri ödeme

Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Alınan bir borcun ödenmesi, rambursman

geri plan

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arka plan

geri saymak

Anlamı:

1. geriye doğru saymak

geri tepme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Merminin atılışı sırasında namlu içinde gazların geriye doğru sıkıştırmasından ileri gelen hareket

geri vermek

Anlamı:

1. bir şeyi aldığı yere veya kimseye vermek, iade etmek

geri vites

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Vitesteki dişlilerden otomobilin geri gitmesini sağlayan dişli

geri zekâlı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zekâ düzeyi gelişmemiş (kimse)

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Anlayışı kıt, aptal

Örnek:

1. Tam anlamıyla geri zekâlı sayılmazdı ama ona normal demek de mümkün değildi.

1. Tam anlamıyla geri zekâlı sayılmazdı ama ona normal demek de mümkün değildi.

geri zekâlılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geri zekâlı olma durumu

geriatri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaşlılık bilimi

Lisan : Fransızca gériatrie

gerici

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Toplumda çağdaş değerlere ve yeniliklere önem vermeyen, her yönüyle eskiyi özleyen veya eski düzeni yaşamaya çalışan (kimse veya görüş), ilerici karşıtı, mürteci

gerici

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir organı germeye yarayan (kas)

2. isim , isim , isim , isim , Germe işini yapan kimse

Telaffuz : ge'rici

gericilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerici (I) olma durumu, irtica

Örnek:

1. Gericilik hortladı, Cumhuriyetin temelleri çatladı diye yakınıyorlardı.

1. Gericilik hortladı, Cumhuriyetin temelleri çatladı diye yakınıyorlardı.

geriden geriye

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Gizlice, sinsice

2. Uzaktan, yakın bir ilgi göstermeyerek

gerilek

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kendi üstüne geri dönen veya döner görünen

gerileme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerilemek işi

Örnek:

1. Yüreğinde, gevşek bir isteksizlik, cayışa benzeyen tatsız bir gerileme vardı.

1. Yüreğinde, gevşek bir isteksizlik, cayışa benzeyen tatsız bir gerileme vardı.

2. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Bir dokunun, bir organın evrim geçirmemesi veya bir yapının basitleşmesi

3. mantık , mantık , mantık , mantık , Sonuçlardan ilkelere, etkilerden sebeplere ve birleşiklerden yalınçlara doğru usa vurma işlemi

4. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Gelişimin daha erken dönemlerine geri dönme

5. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Kavrama yeteneğinin giderek zayıflaması durumu

6. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Geri çekilme, ricat

gerilemek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Geri çekilmek, geriye çekilmek

Örnek:

1. Dürdane gerileyip baktı, kurnaz bir kahkaha ile göğsü oynadı.

1. Dürdane gerileyip baktı, kurnaz bir kahkaha ile göğsü oynadı.

2. Daha aşağı bir dereceye düşmek

3. Hastalık, gelişmeksizin yok olmaya yüz tutmak

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir tepki karşısında katı sayılan bir tutumdan vazgeçmek

geriletebilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geriletebilmek işi

geriletebilmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Geriletme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Geriletmeye gücü yetmek

geriletme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geriletmek işi

geriletmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Gerilemesine yol açmak

gerileyebilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerileyebilmek işi

gerileyebilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gerileme ihtimali veya imkânı bulunmak

gerileyici benzeşme

Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Kelimelerde sonraki sesin önceki sesi etkilemesi: çarşanba > çarşamba gibi

gerileyiş

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerileme işi

gerili

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerilmiş olan