Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
gençleştirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gençleştirilmek işi


gençleştirilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gençleştirme işi yapılmak


gençleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gençleştirmek işi


gençleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yeniden gençliğine ve dinçliğine kavuşturmak

Örnek:

1. Karı beni yirmi yaş gençleştirdi.

1. Karı beni yirmi yaş gençleştirdi.

2. Bir kuruluşu genç üyelerle canlandırmak

3. Genç göstermek

Örnek:

1. Yatağımda ve iç gömleğimde beni çocuklaştıran, gençleştiren biricik koku lavanta çiçeklerinin kokusudur.

1. Yatağımda ve iç gömleğimde beni çocuklaştıran, gençleştiren biricik koku lavanta çiçeklerinin kokusudur.


gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir
Anlamı:

1. `insan gençliğinde yaptığı şeylerin çoğunu yaşlandığında yapamaz ve gençliğin ne denli değerli olduğunu o zaman anlar` anlamında kullanılan bir söz


gençlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genç olma durumu

Örnek:

1. İlk gençliğinde at delisiydi.

1. İlk gençliğinde at delisiydi.

2. İnsan hayatının ergenlikle orta yaş arasındaki dönemi

Örnek:

1. Hemen Yunus'un gençliğinde yavuklusu iken kaybettiği güzel kızı hatırladım.

1. Hemen Yunus'un gençliğinde yavuklusu iken kaybettiği güzel kızı hatırladım.

3. Genç insanların bütünü

Örnek:

1. O gençliğin politikaya katılması yüzünden Balkan Harbi'ne girmişiz.

1. O gençliğin politikaya katılması yüzünden Balkan Harbi'ne girmişiz.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Genç bir kimsenin tutumu, toyluk, deneyimsizlik

Örnek:

1. Gençliğimi kapının eşiğinde bırakıp eve giriyorum.

1. Gençliğimi kapının eşiğinde bırakıp eve giriyorum.


gençlikte para kazan (veya taş taşı), kocalıkta kur kazan (veya ye aşı)
Anlamı:

1. `kişi gençliğinde çalışıp para biriktirmelidir ki ihtiyarlığında çalışamadığı zaman onunla rahat rahat geçinsin` anlamında kullanılan bir söz


gençten
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Genç sayılan (kimse)

Örnek:

1. Ev sahibi Hacı Ali'yi tanıdım. Gençten bir adamdı.

1. Ev sahibi Hacı Ali'yi tanıdım. Gençten bir adamdı.


gene
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yine

Örnek:

1. Gene göğün gözleri bir gün yaşarmayacak / Geri kalan olursa gidenleri sayacak

1. Gene göğün gözleri bir gün yaşarmayacak / Geri kalan olursa gidenleri sayacak


Telaffuz : ge'ne

gene de
Anlamı:

1. öyle olduğu hâlde, rağmen

Örnek:

1. Gene de, giriş katlarında yaşayan kimi aileler bir müddet sonra böylesi bir seyir trafiğini kanıksayabilir.

1. Gene de, giriş katlarında yaşayan kimi aileler bir müddet sonra böylesi bir seyir trafiğini kanıksayabilir.


genel

İlgili Kelimeler:

genel af, genel ağ, genel başkan, genel bütçe, genel coğrafya, genel dil bilimi, genelev, genelgeçer, genel gider, genel görünüm, genel görüşme, genel grev, genel kadın, genelkurmay, genel kurul, genel kütüphane, genel müdür, genel ölçek, genel sekreter, genel uygunluk bildirimi, genel yazman, genel yetenek, genel zekâ

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi

Örnek:

1. Genel seçim. Genel tarih.

1. Genel seçim. Genel tarih.

2. Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan

Örnek:

1. Söylediklerim kuşkusuz genel anlamda geçerli.

1. Söylediklerim kuşkusuz genel anlamda geçerli.

3. Yetkisi ve sorumluluğu çok olan

Örnek:

1. Genel başkan. Genel müdür.

1. Genel başkan. Genel müdür.

4. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne)

Örnek:

1. Genel kitaplık.

1. Genel kitaplık.

5. Bir genelleme sonucunda elde edilen

Örnek:

1. Genel düşünce.

1. Genel düşünce.


genel af
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Kamu yararına uygunluğu anlaşıldığında belli bir veya birkaç suç çeşidi için yapılan kovuşturmaların durdurulması, verilmiş cezaların kaldırılması veya azaltılması


genel ağ
Anlamı:

1. isim , isim , bilişim , bilişim , isim , isim , bilişim , bilişim , Bilgisayar ağlarının birbirine bağlanması sonucu ortaya çıkan, herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi olmayan uluslararası bilgi iletişim ağı, internet


genel başkan
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kurum veya kuruluşun idaresinden bütünüyle sorumlu olan kimse


genel başkanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genel başkan olma durumu

2. Genel başkanın işi veya mesleği

3. Genel başkanın bulunduğu makam


genel bütçe
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Yıllık gelir ve gider kalemlerinin hepsini kapsayan bütçe


genel coğrafya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeryüzünün her türlü coğrafya olaylarını ayrı ayrı olarak araştıran, doğuşunu, işleyişini, yayılışını inceleyen coğrafya bilimi


genel dil bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , Dilin yapısını, gelişme ve değişmesini karşılaştırmalı olarak inceleyen bilim dalı


genel gider
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir işin yapımı için gerekli olan giderler toplamı


genel görünüm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir yerin, bir olayın dıştan görünümü, panorama


genel görünümlü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dıştan görünüşlü, panoramik


genel görüşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Toplumla veya devletin faaliyetleriyle ilgili konuların Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurulunda görüşülmesi

2. Kurum ve kuruluşlarda bir durumu görüşmek ve gerçeği meydana çıkarmak amacıyla yapılan geniş katılımlı toplantı


genel grev
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Grevin bütün işçi kesimince uygulanması


genel kadın
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fuhşu meslek edinmiş kadın


genel kurul
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kuruluşta üyelerin tamamının katılımıyla yapılan toplantı