92406 kayıt bulundu.
1. `söz dinlemeyen hırçın kişi, davranışının büyük zararını görür` anlamında kullanılan bir söz
1. hayvanın ağzına gem takmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , her türlü taşkınlığı, isteği, hevesi vb.ni engellemek
1. Senin bütün emellerin, azgın kalbinden korktuğun, ona gem vurmak istediğin içindir.
1. Senin bütün emellerin, azgın kalbinden korktuğun, ona gem vurmak istediğin içindir.
1. isim , isim , isim , isim , Sivas iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : geme'reği
gemi adamı, gemi aslanı, gemi bozma, gemi çıkışı, gemi enkazı, gemi ızgarası, gemi iskeleti, gemi leşi, gemi müdürü, gemi takımı, gemi yatağı, balast gemi, buharlı gemi, bulaşık gemi, yelkenli gemi, ateş gemisi, cankurtaran gemisi, çıkarma gemisi, dökme yük gemisi, harp gemisi, hava gemisi, hastane gemisi, kablo gemisi, kabotaj gemisi, karakol gemisi, kılavuz gemisi, kumandan gemisi, kurtarma gemisi, kuru yük gemisi, mayın arama tarama gemisi, mayın gemisi, sancak gemisi, sarnıç gemisi, savaş gemisi, ticaret gemisi, uzay gemisi, yelken gemisi, yolcu gemisi, yük gemisi
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine
1. Bu yolculuğa bizi götürecek bir tek gemi bulamadık.
1. Bu yolculuğa bizi götürecek bir tek gemi bulamadık.
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Bir iş sözleşmesine dayanarak gemide çalışan kaptan, subay, tayfa vb. kimseler
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Hiçbir işe yaramayan adam
1. at, gemi azıları arasına alıp etkisiz bırakarak süvarisinin yönetiminden çıkmak ve alabildiğine koşmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , söz dinlemez olmak
1. Derken her kafadan bir ses çıktı, kimi kâh nalına kâh çivisine vurdu, kimi gemi azıya alıp birbiriyle yarıştı.
1. Derken her kafadan bir ses çıktı, kimi kâh nalına kâh çivisine vurdu, kimi gemi azıya alıp birbiriyle yarıştı.
1. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , önden gelen dalgalarla gemi başı kalkıp kalkıp inmek
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Gideri gelirinden çok olup çalıştırılması ekonomik olmayan gemi hurdaya ayrılıp sökülme
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Gerekli işlemler yapıldıktan sonra gemi limanı terk etmek
1. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , şiddetli dalgaların etkisiyle gemi bağlı veya demirli olduğu yerde inip kalkmak, sallanmak
1. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , dış etkiler yüzünden gemi rota çizgisinden ayrılıp sancak veya iskele yönüne ilerlemek
1. isim , isim , isim , isim , Geminin gövdesinin yapılmasından önceki ana yapısı
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Üstünde gemi yapılan büyük kızak
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Geminin yolculuğa hazır hâle gelmesi için gerekli donanımları sağlayarak işleri düzenleyen kimse
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Gerekli bütün işlerin yapılabilmesi için gemiye alınan her türlü araç, gereç
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Gemileri korumaya elverişli koy
gemici nuru
1. isim , isim , isim , isim , Gemide çalışan veya gemi işleten kimse
1. Filikada hamlada oturan gemici, bir eliyle rıhtımın kenarına tutunmuş.
1. Filikada hamlada oturan gemici, bir eliyle rıhtımın kenarına tutunmuş.
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Fırtınalı ve karanlık gecelerde direk şapkalarında ve seren cundalarında bir elektriklenme sonucu ortaya çıkan ışık
1. geri dönüşü olmayan kararlar vermek
2. verdiği karardan geri dönmesini sağlayacak sebepleri yine kendisi yok etmek