Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
genelleştirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genelleştirebilmek işi


genelleştirebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Genelleştirme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Genelleştirme becerisi bulunmak


genelleştirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genelleştirilmek işi


genelleştirilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Genelleştirme işi yapılmak


genelleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genel duruma getirme

2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Tek tek veya özel durumlardan genel bir yasanın, önermenin çıkarılması, tamim


genelleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Genel duruma getirmek


genelleyebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genelleyebilmek durumu


genelleyebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Genelleme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Genelleme becerisi bulunmak


genellik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genel olma durumu, yaygınlık, umumiyet, umumilik

2. mantık , mantık , mantık , mantık , Genel düşüncenin veya kavramın özelliği


genellikle
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Genel olarak, büyük bir çoğunlukla, çoğu kez, çoğun, çoğunlukla, çoklukla, ekseri, ekseriya, ekseriyetle, umumiyetle

Örnek:

1. Türkler genellikle konukseverdir.

1. Türkler genellikle konukseverdir.


Telaffuz : genelli'kle

genelme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genelmek işi


genelmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Genişlemek


general

İlgili Kelimeler:

korgeneral, orgeneral, tuğgeneral, tümgeneral

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Kara ve hava kuvvetlerinde albaylıktan sonra gelen ve mareşalliğe kadar olan yüksek rütbeli subaylara verilen genel ad

Örnek:

1. Doğrusu ben o zamana kadar bu kadar zarif ve centilmen bir Türk generali görmemiştim.

1. Doğrusu ben o zamana kadar bu kadar zarif ve centilmen bir Türk generali görmemiştim.


Lisan : Almanca General

generallik

İlgili Kelimeler:

korgenerallik, orgenerallik, tuğgenerallik, tümgenerallik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , General olma durumu

2. Generalin rütbesi

3. Generalin görevi


genetik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kalıtım bilimi

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Genlerle ilgili, genlerin belirlediği, genlerle geçen

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Genlerle ilgili, kalıtımla ilgili


Lisan : Almanca Genetik

geniş

İlgili Kelimeler:

geniş açı, geniş çaplı, geniş gönüllü, geniş görüşlü, geniş mezhepli, geniş paça, geniş ufuklu, geniş ünlü, geniş yürekli, geniş zaman, geniş zaman görünümü, eli geniş, havsalası geniş, içi geniş, işkembesi geniş, karnı geniş, mezhebi geniş, ufku geniş, yüreği geniş

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eni çok olan, enli, vâsi

Örnek:

1. Geniş, bomboş bir taşlığın serin, rutubetli küf kokusu duyuldu.

1. Geniş, bomboş bir taşlığın serin, rutubetli küf kokusu duyuldu.

2. Alanı büyük olan, makro, dar karşıtı

Örnek:

1. Bu ağaç, bir geniş bostan duvarının dış tarafında idi.

1. Bu ağaç, bir geniş bostan duvarının dış tarafında idi.

3. Bol (elbise)

4. Kapsamı büyük, dar sınırlar içinde kalmayan, yaygın, makro

Örnek:

1. Geniş anlamlı.

1. Geniş anlamlı.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kolay kolay tasalanmayan, hoşgörülü, rahat

Örnek:

1. Besbelli geniş, olabildiğince umursamaz görünmek istiyordu.

1. Besbelli geniş, olabildiğince umursamaz görünmek istiyordu.

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok

Örnek:

1. Geniş iş alanları sağlandı.

1. Geniş iş alanları sağlandı.


geniş açı
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Bir dik açıdan daha büyük olan açı


geniş bir nefes almak
Anlamı:

1. sıkıntılı bir durumdan kurtulmak, ferahlığa kavuşmak

Örnek:

1. Bu telgrafı okur okumaz, geniş bir nefes aldım.

1. Bu telgrafı okur okumaz, geniş bir nefes aldım.


geniş çaplı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Ayrıntılı, bütün yönleri içine alan

Örnek:

1. İçişleri Bakanlığının olay hakkında geniş çaplı bir soruşturma başlattığı öğrenildi.

1. İçişleri Bakanlığının olay hakkında geniş çaplı bir soruşturma başlattığı öğrenildi.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Derinlemesine, bütün yönleriyle


geniş gönüllü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Her olayı hoş karşılayan (kimse)

Örnek:

1. Oysa ne dar görüşlülüğün dar mekânla ne de geniş görüşlü olmanın geniş mekânlarda yaşamakla bir bağlantısı var.

1. Oysa ne dar görüşlülüğün dar mekânla ne de geniş görüşlü olmanın geniş mekânlarda yaşamakla bir bağlantısı var.


geniş gönüllülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geniş gönüllü olma durumu


geniş görüşlü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Konuları çok yönlü değerlendiren (kimse)


geniş görüşlülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konuları çok yönlü değerlendirme


geniş karşılamak
Anlamı:

1. hoşgörü ile değerlendirmek

Örnek:

1. Bu vahim skandalı, bu mahdut dışarlık çocuğu niçin bu kadar geniş karşılıyordu?

1. Bu vahim skandalı, bu mahdut dışarlık çocuğu niçin bu kadar geniş karşılıyordu?


geniş mezhepli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Mezhebi geniş