Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
aldatılış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aldatılma işi


aldatılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aldatılmak işi


aldatılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aldatma işine konu olmak

Örnek:

1. Aldatılmak bir kadın için ne müthiş şey, takdir edersiniz.

1. Aldatılmak bir kadın için ne müthiş şey, takdir edersiniz.


aldatış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aldatma işi

Örnek:

1. Falsolu vuruş kalleşçe bir aldatıştır.

1. Falsolu vuruş kalleşçe bir aldatıştır.


aldatıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çabucak aldatmak


aldatıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak aldatmak


Telaffuz : aldatı'vermek

aldatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aldatmak işi, deside, al, hıyanet


aldatmaca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aldatmaya dayanan davranış, aldatıcı oyun, dubara

Örnek:

1. Gene de her ikimiz de inatla sarıldık kendi aldatmacamıza.

1. Gene de her ikimiz de inatla sarıldık kendi aldatmacamıza.


aldatmak fiil

İlgili Kelimeler:

çobanaldatan

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Beklenmedik bir davranışla yanıltmak

Örnek:

1. Ama bu münferit hayranlıklar aldatmamalı bizi.

1. Ama bu münferit hayranlıklar aldatmamalı bizi.

2. Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak

Örnek:

1. Üç defadır bu yezit beni aldatıyor.

1. Üç defadır bu yezit beni aldatıyor.

3. Birine verilen sözü tutmamak

Örnek:

1. Arkadaş bizi aldattı, toplantıya gelmedi.

1. Arkadaş bizi aldattı, toplantıya gelmedi.

4. Yalan söylemek

5. Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek

Örnek:

1. Dekor, tarihî esvap gözleri aldatıyor.

1. Dekor, tarihî esvap gözleri aldatıyor.

6. Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek

Örnek:

1. Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır.

1. Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır.

7. Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek

8. Oyalamak, avutmak


aldehit
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Alkolleri oksitlendirme veya asitleri indirgeme yolu ile elde edilen uçucu bir sıvı


Lisan : Fransızca aldéhyde

aldı
Anlamı:

1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , `söylemeye başladı` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Aldı Kerem. Aldı Köroğlu.

1. Aldı Kerem. Aldı Köroğlu.


aldı sazı eline
Anlamı:

1. hiç kimseyi konuşturmadan konuşan kimseler için kullanılan bir söz


aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemek
Anlamı:

1. sağladığı yarar, verdiği zararı karşılamamak


aldırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aldırabilmek işi


aldırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Aldırma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Aldırmaya gücü yetmek


aldırılabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aldırılabilmek işi


aldırılabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aldırılma ihtimali veya imkânı bulunmak, kolayca aldırılmak


aldırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aldırılmak işi


aldırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aldırma işi yapılmak


aldırış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aldırma işi


aldırış etmemek
Anlamı:

1. ilgi göstermemek, ilgilenmemek, ilgisiz kalmak

2. önem vermemek, aldırmamak, umursamamak

Örnek:

1. Kendi alanına dokunmayan bir şeye aldırış etmez.

1. Kendi alanına dokunmayan bir şeye aldırış etmez.


aldırışsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aldırmaz, umursamayan


aldırışsızca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Aldırışsız bir biçimde


Telaffuz : aldırışsı'zca

aldırışsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aldırışsız olma durumu


aldırma

İlgili Kelimeler:

yağ aldırma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aldırmak işi