92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Beklenmedik bir anda ve kısa sürede alçalmak
Telaffuz : alçalı'vermek
1. isim , isim , isim , isim , Alçalmak işi, inme
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Düşkünlük, zül, mezellet
3. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Toprağın çöküp oturması
4. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Gelgitte denizin alçalması, cezir
1. Onun suçu sayılır denizin alçalması / Tarlaların ekinsiz, davarın aç kalması
1. Onun suçu sayılır denizin alçalması / Tarlaların ekinsiz, davarın aç kalması
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Alçak duruma gelmek, yüksekten aşağı doğru inmek
1. Rüzgâr gece beyaza boyanmış konduların üstüne doğru alçaldı.
1. Rüzgâr gece beyaza boyanmış konduların üstüne doğru alçaldı.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İnsanın değeri azalmak
1. Hemşiremden esirgediğiniz şeyi ben kabul edecek kadar alçalmadım.
1. Hemşiremden esirgediğiniz şeyi ben kabul edecek kadar alçalmadım.
1. -i , -i , -i , -i , Alçaltma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Alçaltmaya gücü yetmek
1. isim , isim , isim , isim , Yüksekliği az olan alan
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Küçük düşürme, hor görme
1. -i , -i , -i , -i , Alçak duruma getirmek
1. Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır.
1. Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Değerini azaltmak
1. Sözleriyle kendini alçalttı.
1. Sözleriyle kendini alçalttı.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Az alçak
1. Alçarak sandalyede, bacak bacak üstüne atar, kolaylıkla, çabucak yazardı.
1. Alçarak sandalyede, bacak bacak üstüne atar, kolaylıkla, çabucak yazardı.
alçı kalıp, alçı levha, alçıpan, alçı taşı
1. isim , isim , isim , isim , Alçı taşının pişirilip toz durumuna getirilmesinden elde edilerek yapılarda, sanatta, mimarlıkta ve dişçilikte kullanılan madde
1. Bir sanatkâr eliyle alçıdan yapılmış, bembeyaz, tertemiz bir kabartma.
1. Bir sanatkâr eliyle alçıdan yapılmış, bembeyaz, tertemiz bir kabartma.
1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Duvarda ve tavanda düzgünlük sağlamak amacıyla iç mekânlarda kullanılan, alçı ve diğer katkı maddeleriyle sıkıştırılmış levha, alçıpan
2. Tavan süslemelerinde kullanılan ve çeşitli desenleri olan alçıdan yapılmış kalıp
1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Toprak içinde katman olarak bulunan ve pişirilip toz durumuna getirilerek alçı yapmaya yarayan hidratlı kalsiyum sülfat, jips
1. isim , isim , isim , isim , Alçı taşını çıkaran kimse
2. Tavan ve duvarların alçı ile kaplanmasında çalışan işçi
1. -i , -i , -i , -i , Alçı ile sıvamak
1. Duvarın deliklerini alçıladım.
1. Duvarın deliklerini alçıladım.