çobanaldatan
1. -i , -i , -i , -i , Beklenmedik bir davranışla yanıltmak
1. Ama bu münferit hayranlıklar aldatmamalı bizi.
1. Ama bu münferit hayranlıklar aldatmamalı bizi.
2. Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak
1. Üç defadır bu yezit beni aldatıyor.
1. Üç defadır bu yezit beni aldatıyor.
3. Birine verilen sözü tutmamak
1. Arkadaş bizi aldattı, toplantıya gelmedi.
1. Arkadaş bizi aldattı, toplantıya gelmedi.
4. Yalan söylemek
5. Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek
1. Dekor, tarihî esvap gözleri aldatıyor.
1. Dekor, tarihî esvap gözleri aldatıyor.
6. Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek
1. Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır.
1. Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır.
7. Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek
8. Oyalamak, avutmak