92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Dökülen tohumlarla ertesi yıl kendiliğinden çıkan tahıl, soğan vb
1. isim , isim , isim , isim , Alazlamak işi
2. Vücutta kızıllık veya kızıl lekeler belirmesi durumu
1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Bir şeyin yüzünü alevden geçirmek, aleve tutmak
2. Sızlatmak, yakmak, acı vermek
1. İspirto tatlı bir hararetle midesini alazladı.
1. İspirto tatlı bir hararetle midesini alazladı.
1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Alazlama işine konu olmak
2. İnsan derisinin üstünde kızıllık veya kızıl lekeler belirmek
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Albastı
Telaffuz : a'lbasma
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Doğum sırasında temizliğe dikkat edilmemesi yüzünden lohusanın tutulduğu ateşli hastalık, lohusa humması, albasma
1. Ferit kederinden bir lohusanın albastı olamayacağını söyleyemedi.
1. Ferit kederinden bir lohusanın albastı olamayacağını söyleyemedi.
Telaffuz : a'lbastı
1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Kaymak taşı
Lisan : Fransızca albâtre
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Fırtına kuşugillerden, 1 metre uzunluğunda, Atlantik Okyanusu'nda yaşayan iri bir tür kuş (Diomedea exulans)
Lisan : Fransızca albatros
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Rütbesi yarbay ile tuğgeneral arasında bulunan ve asıl görevi alay komutanlığı olan üstsubay, miralay
1. Sonra o çatma örtülü minderin üstüne oturmuş, albayın İstanbul hakkındaki suallerine kısa kısa cevap vermişti.
1. Sonra o çatma örtülü minderin üstüne oturmuş, albayın İstanbul hakkındaki suallerine kısa kısa cevap vermişti.
1. isim , isim , isim , isim , Albay olma durumu, miralaylık
1. Albaylığa yükselmek.
1. Albaylığa yükselmek.
2. Albayın rütbesi
3. Albayın görevi
1. çekiciliğini artırmak, ilgi toplamak, hoş ve güzel göstermek
1. Son yirmi yılın matematikçileri bilimlerine albeni verebilmek için yeni bir matematik buldular.
1. Son yirmi yılın matematikçileri bilimlerine albeni verebilmek için yeni bir matematik buldular.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Alımlı
1. Siz daha albenilisiniz.
1. Siz daha albenilisiniz.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Akşın
Lisan : Fransızca albinos
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Fotoğraf, pul vb.ni dizip saklamaya yarayan bir defter türü
2. Herhangi bir konu ile ilgili kısa açıklamalar verilerek resimler basılmış olan kitap
1. Kelebek albümü. Bitki albümü. Ankara albümü.
1. Kelebek albümü. Bitki albümü. Ankara albümü.
3. müzik , müzik , müzik , müzik , Uzunçalar
1. Yeni albümünün parçalarını arka arkaya seslendirmeye başladığında, dünya soluğunu tutmuştu.
1. Yeni albümünün parçalarını arka arkaya seslendirmeye başladığında, dünya soluğunu tutmuştu.
Lisan : Fransızca album
Telaffuz : l ince okunur
albümin işeme
1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Bitkilerin, hayvanların doku ve sıvılarında bulunan, birleşimi karbon, oksijen, azot, hidrojen ve kükürt olan, suda eriyen, beyaza yakın renkte, yapışkan özellikte bir protein
Lisan : Fransızca albumine
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Birçok hastalıkta, özellikle böbrek hastalıklarında idrarda albümin bulunması durumu, aktutma
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok alçak
1. Alçacık eşik taşını atlayarak odanın taşlığına girerdiniz.
1. Alçacık eşik taşını atlayarak odanın taşlığına girerdiniz.
1. `güçsüz ve koruyucusuz bir kimseyi buyruk alına almak ve ezmek kolaydır` anlamında kullanılan bir söz