Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
fettanlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Fettan bir duruma gelmek

Örnek:

1. Karşımda fettanlaşmış, pervasız bir hâl takınmış başka bir kadın.

1. Karşımda fettanlaşmış, pervasız bir hâl takınmış başka bir kadın.


fettanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fettan olma durumu


fetüs
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Dölüt


fetva

İlgili Kelimeler:

fetvahane, fetvayişerife

Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , İslam hukuku ile ilgili bir sorunun dinî hukuk kurallarına göre çözümünü açıklayan, şeyhülislam veya müftü tarafından verilebilen belge


Lisan : Arapça fetvā

Telaffuz : fetva:

fetva çıkarmak
Anlamı:

1. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , belli bir konuda dinî hukuk kurallarına göre izin almak

Örnek:

1. Şimdi müftüye gideceğim, fetva çıkarıp senden boşanacağım.

1. Şimdi müftüye gideceğim, fetva çıkarıp senden boşanacağım.


fetva vermek
Anlamı:

1. herhangi bir işlemin veya eylemin din kurallarına uygun olup olmadığı konusunda konuyla ilgili bilim adamlarınca açıklama yapılmak

2. bir işin yapılabilmesi için yargıda bulunmak

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , gereksiz yere emir verir gibi konuşmak


fetvacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fetva veren kimse

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gereksiz yere ve olmayacak emirler veren kimse


fetvacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fetvacının yaptığı iş

2. Fetvacı olma durumu


fetvahane
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , Müftünün makamı


Lisan : Arapça fetvā + Farsça ḫāne

Telaffuz : fetva:ha:ne

fetvayişerife
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , Şeyhülislam fetvası


Lisan : Arapça fetvā + şerīfe

Telaffuz : fetva:yışeri:fe

fetvayişerife çıkarmak
Anlamı:

1. şeyhülislam fetvası ilan etmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , kendi kendine yorum getirmek

Örnek:

1. Fetvayişerife mi çıkarıyorsun be?

1. Fetvayişerife mi çıkarıyorsun be?


fevç

İlgili Kelimeler:

fevç fevç

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İnsan kalabalığı


Lisan : Arapça fevc

fevç fevç
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Akın akın


feveran
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Fışkırma, kaynama

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birdenbire öfkelenme, köpürme, parlama

Örnek:

1. Sabırlı olmak, parlamamak, duygusal feveranlardan uzak kalmak hassası da bizde çok eksik.

1. Sabırlı olmak, parlamamak, duygusal feveranlardan uzak kalmak hassası da bizde çok eksik.


Lisan : Arapça feverān

Telaffuz : fevera:nı

feveran etmek
Anlamı:

1. birdenbire öfkelenmek, köpürmek, parlamak

Örnek:

1. Beni dinlemeden öyle feveran etme, hiddetlenme!

1. Beni dinlemeden öyle feveran etme, hiddetlenme!


fevk

İlgili Kelimeler:

fevkalade, fevkalbeşer

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Üst

Örnek:

1. Genç, tasavvurunun, tahammülünün fevkindeki bu hâllere karşı daima isyan ederdi.

1. Genç, tasavvurunun, tahammülünün fevkindeki bu hâllere karşı daima isyan ederdi.

2. Yukarı


Lisan : Arapça fevḳ

fevkalade

İlgili Kelimeler:

fevkalade hâl

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Alışılmış olandan ayrı, olağanüstü, beklenmedik, görülmedik, işitilmedik

Örnek:

1. Eserin aslına fevkalade sadakat gösterilmiş olması da ayrıca kayda şayandır.

1. Eserin aslına fevkalade sadakat gösterilmiş olması da ayrıca kayda şayandır.

2. Aşırı, çok fazla

Örnek:

1. Yalnız tansiyon fevkalade. Katiyen et yememesi lazım.

1. Yalnız tansiyon fevkalade. Katiyen et yememesi lazım.

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Aşırı bir biçimde

Örnek:

1. Babası çocuğun bu hayallerinden dolayı fevkalade müteessir oluyor, ona hiçbir sanat da öğretemiyordu.

1. Babası çocuğun bu hayallerinden dolayı fevkalade müteessir oluyor, ona hiçbir sanat da öğretemiyordu.

4. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Çok iyi, çok üstün, çok güzel` anlamlarında beğeni ifade eden bir söz

Örnek:

1. Yemek nasıldı?- Fevkalade!

1. Yemek nasıldı?- Fevkalade!


Lisan : Arapça fevḳ + ʿāde

Telaffuz : fe'vkala:de, l ince okunur

fevkalade hâl
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Olağanüstü hâl


fevkaladelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Olağanüstülük

Örnek:

1. İnsana insanca muamele etmek, Türk geleneğinde bir fevkaladelik sayılmazdı.

1. İnsana insanca muamele etmek, Türk geleneğinde bir fevkaladelik sayılmazdı.


fevkalbeşer
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , İnsanüstü

Örnek:

1. Var kuvvetimle, fevkalbeşer bir kuvvetle boğazına sarıldım.

1. Var kuvvetimle, fevkalbeşer bir kuvvetle boğazına sarıldım.

2. Üstün nitelikli (kimse)

Örnek:

1. Abdülhak Hamit Bey, fevkalbeşer bir devden daha güzel bir mahluktur.

1. Abdülhak Hamit Bey, fevkalbeşer bir devden daha güzel bir mahluktur.


Lisan : Arapça fevḳ + beşer

Telaffuz : fe'vkalbeşer

fevkani
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Üstte, üstteki


Lisan : Arapça fevḳānī

Telaffuz : fevka:ni:

fevri
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Birdenbire, düşünmeden yapan

Örnek:

1. Bir kere fevri, hemen parlar, kızınca gözü dünyayı görmez.

1. Bir kere fevri, hemen parlar, kızınca gözü dünyayı görmez.


Lisan : Arapça fevrī

Telaffuz : fevri:

fevrilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fevri olma durumu


fevt
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Elden çıkma, yitme

2. Ölme


Lisan : Arapça fevt

fevt etmek
Anlamı:

1. yitirmek, elden kaçırmak