fevkalade hâl
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Alışılmış olandan ayrı, olağanüstü, beklenmedik, görülmedik, işitilmedik
1. Eserin aslına fevkalade sadakat gösterilmiş olması da ayrıca kayda şayandır.
1. Eserin aslına fevkalade sadakat gösterilmiş olması da ayrıca kayda şayandır.
2. Aşırı, çok fazla
1. Yalnız tansiyon fevkalade. Katiyen et yememesi lazım.
1. Yalnız tansiyon fevkalade. Katiyen et yememesi lazım.
3. zarf , zarf , zarf , zarf , Aşırı bir biçimde
1. Babası çocuğun bu hayallerinden dolayı fevkalade müteessir oluyor, ona hiçbir sanat da öğretemiyordu.
1. Babası çocuğun bu hayallerinden dolayı fevkalade müteessir oluyor, ona hiçbir sanat da öğretemiyordu.
4. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Çok iyi, çok üstün, çok güzel` anlamlarında beğeni ifade eden bir söz
1. Yemek nasıldı?- Fevkalade!
1. Yemek nasıldı?- Fevkalade!
Lisan : Arapça fevḳ + ʿāde
Telaffuz : fe'vkala:de, l ince okunur