Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
fesini havaya atmak
Anlamı:

1. sevinmek


fesleğen

İlgili Kelimeler:

yaban fesleğeni, yer fesleğeni

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ballıbabagillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, yaprakları güzel kokulu, beyaz veya pembe çiçekli, bir yıllık ve otsu bir süs bitkisi, reyhan (Ocimum basilicum)


Lisan : Rumca

fesleğenli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Fesleğeni olan

Örnek:

1. Badanalı, balkonları sarmaşıklı, fesleğenli, ortancalı iki sıra evin önünden geçtik.

1. Badanalı, balkonları sarmaşıklı, fesleğenli, ortancalı iki sıra evin önünden geçtik.


fesleğensiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Fesleğeni olmayan


festival
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dönemi, yapıldığı çevre, katılanların sayısı veya niteliği programla belirtilen ve özel önemi olan sanat gösterisi

2. sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , Belli bir sanat dalında oyun ve filmlerin sunulması ve gösterilmesi sonunda ödül, derece verilmesi biçiminde düzenlenen ulusal veya uluslararası gösteri dizisi, şenlik

Örnek:

1. Antalya film festivali.

1. Antalya film festivali.

3. Bir bölgenin en ünlü ürünü için yapılan gösteri, şenlik

Örnek:

1. Kiraz festivali.

1. Kiraz festivali.

4. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Düzensiz toplantı, curcuna

Örnek:

1. İlk bakışta festivale benzer bir durum göremedi.

1. İlk bakışta festivale benzer bir durum göremedi.


Lisan : Fransızca festival

fesüphanallah
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Süphanallah

Örnek:

1. Fesüphanallah! Dünyada böyle kadın var ha!.

1. Fesüphanallah! Dünyada böyle kadın var ha!.


Lisan : Arapça fesubḥānallah

Telaffuz : fe'süpha:nallah

fetha
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , Üstün (II)


Lisan : Arapça fetḥa

fethedebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fethedebilmek işi


fethedebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Fethetme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Fethetmeye gücü yetmek


Telaffuz : fe'thedebilmek

fethediş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fethetme işi


fethetme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fethetmek işi

Örnek:

1. İçindeki her şeyle birlikte dünyayı fethetmeye artık kendilerini hazır hissediyorlardı.

1. İçindeki her şeyle birlikte dünyayı fethetmeye artık kendilerini hazır hissediyorlardı.


fethetmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir yeri veya ülkeyi savaşarak almak, ülke açmak

Örnek:

1. Mekânı fethetmek bir marifettir fakat mekânla beraber zamanı da fethetmek yüz misli değerindedir.

1. Mekânı fethetmek bir marifettir fakat mekânla beraber zamanı da fethetmek yüz misli değerindedir.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Herkesin takdirini, övgüsünü kazanıp kendine hayran bırakmak

Örnek:

1. Fettan bir kızcağız, İstanbul'u fethetmişti.

1. Fettan bir kızcağız, İstanbul'u fethetmişti.


Lisan : Arapça fetḥ + Türkçe etmek

Telaffuz : fe'thetmek

fethettirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fethettirmek işi


fethettirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Fethetme işini yaptırmak


Telaffuz : fe'thettirmek

Fethiye
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muğla iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : fe'thiye

fetih

İlgili Kelimeler:

fethetmek, fetihname

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şehir veya ülkeyi savaşarak alma

Örnek:

1. 1683'te Viyana ricati ile imparatorluk, Avrupa fetihlerini kaybetmeye başlayacaktır.

1. 1683'te Viyana ricati ile imparatorluk, Avrupa fetihlerini kaybetmeye başlayacaktır.


Lisan : Arapça fetḥ

fetihname
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Bir yerin alındığını müjdelemek için hükümdarların yabancı devlet adamları, şehzadeler, valiler vb.ne yazdıkları resmî mektup


Lisan : Arapça fetḥ + Farsça nāme

Telaffuz : fetihna:me

fetiş
Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Put

2. Uğurlu sayılan şey

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tapınırcasına sevilen şey veya kimse

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Saplantılı bir biçimde cinsel coşku uyandıran karşı cinse ait elbise, ayakkabı vb. eşya


Lisan : Fransızca fétiche

fetişist
Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Fetişizmi uygulayan kimse veya görüş

2. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Fetişizme düşkün kimse


Lisan : Fransızca fétichiste

fetişizm
Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , İlkel toplumlarda doğaüstü bir güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesnelere tapınma, tapıncakçılık, putperestlik

2. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Karşı cinsin giysi vb. şeyleriyle cinsel coşku ve doygunluk sağlama


Lisan : Fransızca fétichisme

fetret
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İki peygamber arasında peygambersiz geçen süre

2. İki padişah arasında padişahsız geçen süre

3. İki olay arasındaki süre

4. Hükûmet gücünün gevşediği bir yerde düzenin yeniden kurulmasına kadar geçen süre

5. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , İslam dinine göre Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasında geçen süre


Lisan : Arapça fetret

fettan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Fitneci, karıştırıcı

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gönül ayartıcı, cilveli

Örnek:

1. Avuç avuç bu fettan kadına para dökerler de doktora on kuruş vermeyi çok görürler.

1. Avuç avuç bu fettan kadına para dökerler de doktora on kuruş vermeyi çok görürler.


Lisan : Arapça fettān

fettanca
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Fettan gibi

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (fetta'nca) Fettana uygun bir biçimde


fettane
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Cilveli, gönül alıcı (kadın)

Örnek:

1. O öyle bir fettanedir ki pisliği, rüküşlüğü bile yakışır haspaya ... güzelliğine, inceliğine halel getirmez.

1. O öyle bir fettanedir ki pisliği, rüküşlüğü bile yakışır haspaya ... güzelliğine, inceliğine halel getirmez.


Lisan : Arapça fettāne

Telaffuz : fetta:ne

fettanlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fettanlaşmak işi