Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ferz
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Satranç oyununda vezir


Lisan : Farsça ferz

ferz çıkarmak
Anlamı:

1. acemi bir oyuncuya karşı vezirsiz oynamak


ferz çıkmak
Anlamı:

1. satrançta piyon, karşıdaki en son kareye kadar sürülüp vezir olmak


fes

İlgili Kelimeler:

fes rengi, canfes, dalfes

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Şapka yerine kullanılan, kırmızı, kalın çuhadan yapılmış, tepesinde püskülü olan, silindir biçiminde başlık

Örnek:

1. Geriye doğru basık, yalın kat destarlı fesinde her zaman bir çiçek takılıdır.

1. Geriye doğru basık, yalın kat destarlı fesinde her zaman bir çiçek takılıdır.


Lisan : (Fas şehrinin adından)

fes rengi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koyu kırmızı renk

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan

Örnek:

1. Fes rengi perdeler.

1. Fes rengi perdeler.


fesahat
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Kurallı, etkileyici, heyecan verici, inandırıcı, sanatlı söz söyleme

Örnek:

1. Edebî lisanı o zamanki fesahatine ve tabiatına göre güzelleştirdiler.

1. Edebî lisanı o zamanki fesahatine ve tabiatına göre güzelleştirdiler.

2. Söz diziminin kelimeleriyle birlikte ahenkli, kolay anlaşılır ve dil kurallarına uygun olması hâli


Lisan : Arapça feṣāḥat

Telaffuz : fesa:hat

fesat

İlgili Kelimeler:

fesat kumkuması, içi fesat, mide fesadı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bozukluk

Örnek:

1. Mide fesadı. Ahlak fesadı.

1. Mide fesadı. Ahlak fesadı.

2. Karışıklık, kargaşalık, ara bozuculuk

Örnek:

1. Birçokları kahveleri fesat yatağı saymayı sürdürürler.

1. Birçokları kahveleri fesat yatağı saymayı sürdürürler.

3. Hile

4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan (kimse)

Örnek:

1. Sen de ne fesat adamsın!

1. Sen de ne fesat adamsın!

5. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Karıştırıcı, ara bozucu (kimse)

Örnek:

1. Fakat gitgide içlerine uygunsuz adamlar ve türlü fesatlar karışmış.

1. Fakat gitgide içlerine uygunsuz adamlar ve türlü fesatlar karışmış.


Lisan : Arapça fesād

fesat çıkarmak (veya fesada vermek)
Anlamı:

1. ara bozmak, ortalığı karıştırmaya çalışmak, insanları birbirine düşürecek işler yapmak


fesat karıştırmak
Anlamı:

1. hile yapmak

Örnek:

1. ... resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma ... suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar.

1. ... resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma ... suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar.


fesat kumkuması
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Fesat kaynağı, ortaklığı karıştırmayı huy edinmiş, kötülük peşinde koşan kimse

Örnek:

1. Ona bu akılları öğreten, hep o fesat kumkuması teres.

1. Ona bu akılları öğreten, hep o fesat kumkuması teres.


fesatçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arabozan

Örnek:

1. Fesatçı ve fırsatçı olduğu kadar korkak bir adamdı.

1. Fesatçı ve fırsatçı olduğu kadar korkak bir adamdı.


fesatçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arabozanlık


fesatlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arabozanlık


feshedebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Feshedebilmek işi


feshedebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Feshetme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Feshetmeye gücü yetmek


Lisan : Arapça fesḫ + Türkçe edebilmek

Telaffuz : fe'shedebilmek

feshediliş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Feshedilme işi


feshedilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Feshedilmek işi


feshedilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kapatılmak, dağıtılmak, faaliyetten men edilmek


Lisan : Arapça fesḫ + Türkçe edilmek

Telaffuz : fe'shedilmek

feshetme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Feshetmek işi


feshetmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Verilmiş bir yargıyı kaldırmak, bozmak

2. Kapatmak, dağıtmak


Lisan : Arapça fesḫ + Türkçe etmek

Telaffuz : fe'shetmek

fesholma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fesholmak işi


fesholmak
Anlamı:

1. Verilmiş bir yargı kaldırılmak, bozulmak

2. Kapatılmak, dağıtılmak


Lisan : Arapça fesḫ + Türkçe olmak

fesholunma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fesholunmak işi


fesholunmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir topluluğun, kuruluşun varlığı son bulmak, dağılmak


Lisan : Arapça fesḫ + Türkçe olunmak

Telaffuz : fe'sholunmak

fesih
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Verilmiş bir yargıyı kaldırma, bozma

Örnek:

1. Fesih kararı.

1. Fesih kararı.

2. Dağıtma, dağıtılma

Örnek:

1. Parlamentonun feshi.

1. Parlamentonun feshi.


Lisan : Arapça fesḫ