1. -i , -i , -i , -i , Bir yeri veya ülkeyi savaşarak almak, ülke açmak
1. Mekânı fethetmek bir marifettir fakat mekânla beraber zamanı da fethetmek yüz misli değerindedir.
1. Mekânı fethetmek bir marifettir fakat mekânla beraber zamanı da fethetmek yüz misli değerindedir.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Herkesin takdirini, övgüsünü kazanıp kendine hayran bırakmak
1. Fettan bir kızcağız, İstanbul'u fethetmişti.
1. Fettan bir kızcağız, İstanbul'u fethetmişti.
Lisan : Arapça fetḥ + Türkçe etmek
Telaffuz : fe'thetmek