92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tuzak, kapan
1. İyi bir fakı olsa yine iş görebilirdi.
1. İyi bir fakı olsa yine iş görebilirdi.
Lisan : Arapça faḫḫ
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Yardımlaşmak amacıyla Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu adıyla 1990'lı yıllarda kurulan, halk arasında bu kısaltmayla tanınan fakir fukara fonu
1. Fak Fuk Fonu ona bir inek vermiş, plastik bir kaba yoğurt yapıp getiriyordu.
1. Fak Fuk Fonu ona bir inek vermiş, plastik bir kaba yoğurt yapıp getiriyordu.
Özel: Evet
1. bağlaç , bağlaç , bağlaç , bağlaç , Ancak, ama, lakin
1. El fenerim de çantanın üstündeymiş sözde fakat göremiyorum.
1. El fenerim de çantanın üstündeymiş sözde fakat göremiyorum.
Lisan : Arapça faḳaṭ
Telaffuz : fa'kat
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Bakır, nikel ve çinkodan oluşan gümüş görünümünde bir alaşım
Lisan : Almanca Packfong
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Fıkıh bilgini
Lisan : Arapça faḳīh
Telaffuz : faki:hi
fakir cevher, fakir fukara, fakirhane
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Geçimini güçlükle sağlayan, yoksul, fukara, zengin karşıtı
1. En fakir köyler taştandır ve üstü kiremittir.
1. En fakir köyler taştandır ve üstü kiremittir.
2. Olması gerekenden az
1. Seni fakir, soluk bir dekor içinde görmek istemem.
1. Seni fakir, soluk bir dekor içinde görmek istemem.
3. isim , isim , isim , isim , Hindistan'da yokluğa, eziyete kendini alıştırmış derviş
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Zavallı, kimsesiz
1. Hey gidi kahpe felek, gençliklerine doymadan gitti fakirler.
1. Hey gidi kahpe felek, gençliklerine doymadan gitti fakirler.
5. isim , isim , eskimiş , eskimiş , mecaz , mecaz , isim , isim , eskimiş , eskimiş , mecaz , mecaz , Kişinin alçak gönüllülük göstermek için kendisine verdiği san
1. Fakir dün ziyaretinize geldimse de bulamadım.
1. Fakir dün ziyaretinize geldimse de bulamadım.
Lisan : Arapça faḳīr
1. isim , isim , madencilik , madencilik , isim , isim , madencilik , madencilik , İçindeki madenin oranı düşük olan maden cevheri
1. isim , isim , isim , isim , Yoksullar, geçimini sağlamakta güçlük çekenler
1. Bu hindileri yiyen oradaki fakir fukara da müsteşar beye amma da dua etmiştir.
1. Bu hindileri yiyen oradaki fakir fukara da müsteşar beye amma da dua etmiştir.
1. `destekçisi olmayan, dayanağı olmayan kimsenin işleri yavaş yürür` anlamında kullanılan bir söz
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Fakir gibi, fakire uygun düşen
1. Renksiz, fakirane bir hayat, cazibesiz ve yabancı bir erkek.
1. Renksiz, fakirane bir hayat, cazibesiz ve yabancı bir erkek.
Lisan : Arapça faḳīr + Farsça -āne
Telaffuz : faki:ra:ne
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yoksul
2. zarf , zarf , zarf , zarf , (faki'rce) Fakire benzer bir biçimde
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Düşkünler yurdu
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Alçak gönüllülük göstermek için kendi evinden bahsederken kullanılan bir söz
1. Yusuf Ali'nin Yıldızlara Karşı'yı yazdığı masa bizim fakirhanede bulunuyor.
1. Yusuf Ali'nin Yıldızlara Karşı'yı yazdığı masa bizim fakirhanede bulunuyor.
Lisan : Arapça faḳīr + Farsça ḫāne
Telaffuz : fakirha:ne
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Hint felsefesinde insan vücudu bütün kötülüklerin kaynağı sayıldığından, bedene eziyeti ruhun kurtuluşu ve mutluluğu için gerekli gören çilekeşlik
Lisan : Fransızca fakirisme
1. -i , -i , -i , -i , Yoksullaştırmak
1. Bunların hepsini silip 'kez' kelimesini ısrarla kullanmak bir dili fakirleştirmek demektir.
1. Bunların hepsini silip 'kez' kelimesini ısrarla kullanmak bir dili fakirleştirmek demektir.
1. isim , isim , isim , isim , Yoksulluk
1. Bilmezsin belki arpa ekmeği de İran'da fakirliğin sembolüdür.
1. Bilmezsin belki arpa ekmeği de İran'da fakirliğin sembolüdür.
2. Verimsizlik, kısırlık
1. Toprağın fakirliği.
1. Toprağın fakirliği.
3. Yetersizlik
1. Dilin fakirliği.
1. Dilin fakirliği.
1. `yoksulluk utanılacak bir şey değildir, çalışmamak en büyük ayıptır` anlamında kullanılan bir söz
fakruzaruret
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yoksulluk, fukaralık
1. Bu dakikadan itibaren önümüzde yürüyecek olan bu genç adam, azlıkla, fakr ile, mazlumluk ve mağlubiyetle ittifak etmişti.
1. Bu dakikadan itibaren önümüzde yürüyecek olan bu genç adam, azlıkla, fakr ile, mazlumluk ve mağlubiyetle ittifak etmişti.
Lisan : Arapça faḳr
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İleri derecede yoksulluk
1. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
1. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Lisan : Arapça faḳr + żarūret
Telaffuz : fa'kruzaru:ret