Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
fahrenhayt
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Erimekte olan buzun sıcaklığını 32 °C, kaynar suyun buhar sıcaklığını 212 °C'de gösterebilecek biçimde derecelenmiş bulunan bir termometre türü


Lisan : (Fahrenheit özel adından)

Telaffuz : fa'hrenhayt

fahri

İlgili Kelimeler:

fahri konsolos

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Onursal

2. Gönüllü, karşılıksız

Örnek:

1. Bilmem hangi bir esnaf cemiyetinin fahri kâtibi imiş.

1. Bilmem hangi bir esnaf cemiyetinin fahri kâtibi imiş.


Lisan : Arapça faḫrī

Telaffuz : fahri:

fahri konsolos
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dışişleri mensubu olmamasına rağmen büyükelçisi bulunmayan ülkelerde o yabancı memleketin işlerini yapan ve çıkarlarını gözeten tanınmış kimse


fahrilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fahri olma durumu

2. Onursallık


fahriye
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Divan edebiyatında şairlerin kendi özelliklerinden övünerek söz ettikleri manzume veya manzumenin bir bölümü


Lisan : Arapça faḫriyye

fahte
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde genellikle ilahi, beste ve özellikle peşrev formlarında kullanılan, yirmi zamanlı ve on iki vuruşlu bir büyük usul


Lisan : Farsça fāḫte

Telaffuz : fa:hte

fahur

İlgili Kelimeler:

ferah fahur, ferih fahur

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Çok övünen, çok böbürlenen


Lisan : Arapça faḫūr

faik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Üstün, yüksek


Lisan : Arapça fāʾiḳ

Telaffuz : fa:ik

faikiyet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Üstünlük

2. Yükseklik


Lisan : Arapça fāʾiḳiyyet

Telaffuz : fa:ikiyet

faiklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Faik olma durumu


fail

İlgili Kelimeler:

faili meçhul, failimuhtar

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Eden, yapan, işleyen

Örnek:

1. Vilayetin bir yerinde faili yakalanamayan bir irtica vakası çıkar.

1. Vilayetin bir yerinde faili yakalanamayan bir irtica vakası çıkar.

2. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Özne

3. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Hukuki sonuç doğuracak bir suç işleyen kimse


Lisan : Arapça fāʿil

Telaffuz : fa:il

faili meçhul
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kimin yaptığı belli olmayan veya bilinmeyen

Örnek:

1. Biz faili meçhul cinayetleri soruştururken iki sorunun yanıtını araştırırız.

1. Biz faili meçhul cinayetleri soruştururken iki sorunun yanıtını araştırırız.


failimuhtar
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yaptıklarından sorumlu olacak durumda ve yaşta olan (kimse)

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Başına buyruk


Lisan : Arapça fāʿil + muḫtār

Telaffuz : fa:ilimuhtar

faillik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fail olma durumu


fair play
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , 343 dürüst oyun


Lisan : İngilizce fair play

faiz

İlgili Kelimeler:

faiz fiyatı, faiz haddi, faiz oranı, basit faiz, bileşik faiz, temerrüt faizi

Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , İşletmek için bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr, getiri, ürem, nema

2. Kapitalist ekonomide, artık değerin değişikliğe uğramış biçimi olarak paranın fiyatı, kiralanan paranın kira bedeli


Lisan : Arapça fāʾiż

Telaffuz : fa:iz

faiz fiyatı
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Faize verilen para karşılığında alınan bir yıllık faiz


faiz haddi
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Elde tutulmak istenen para miktarı ile memleketteki para stokunu eşitleyen fiyat

2. Faiz oranı


faiz oranı
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Kredi işlemlerinin kısa, orta ve uzun vadeli olmasına, kredi tiplerine ve sermaye piyasası, para piyasası vb. piyasa biçimlerine bağlı farklılıklardan oluşan ve para sahibinin üretimden aldığı pay oranı, faiz haddi


faizci
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Tefeci


faizcilik
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Tefecilik


faize yatırmak (veya vermek)
Anlamı:

1. parasını faizle çoğaltmak için bankaya para yatırmak


faizlendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Faizlendirmek işi


faizlendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Parayı faize verip işletmek, çoğaltmak, nemalandırmak


faizli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Faizi olan, faizle işlem gören (para)