Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
façası olmak
Anlamı:

1. havalı, gösterişli olmak


façasını almak (veya al aşağı etmek)
Anlamı:

1. birini mahcup etmek, bozmak


façeta
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Elmasın yontulmuş yüzlerinden her biri


Lisan : İtalyanca facciata

Telaffuz : façe'ta

façetalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üzerinde façetaları bulunan

Örnek:

1. Binbir façetalı bir elmas, her façetada ayrı bir pırıltı.

1. Binbir façetalı bir elmas, her façetada ayrı bir pırıltı.


façetasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üzerinde façetaları bulunmayan


facia
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çok üzüntü veren, acıklı olay, afet

Örnek:

1. Sebep olduğunuz faciadan henüz haberiniz yok.

1. Sebep olduğunuz faciadan henüz haberiniz yok.

2. tiyatro , tiyatro , tiyatro , tiyatro , Trajedi


Lisan : Arapça fāciʿa

Telaffuz : fa:cia

facialaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Facialaşmak durumu


facialaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Facia durumuna gelmek

Örnek:

1. Annemin ağzında facialaşan bu vakaya ben biraz şaka karıştırmak istemezdim.

1. Annemin ağzında facialaşan bu vakaya ben biraz şaka karıştırmak istemezdim.


facialaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Facialaştırmak işi


facialaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Facia durumuna getirmek


facialı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Facia içeren, facia gibi karşılanan

Örnek:

1. Şimdi karşısında bulunduğu vaziyet o kadar facialıydı ki böyle hafif teessürlerle geçiştirilmesine imkân bulamıyordum.

1. Şimdi karşısında bulunduğu vaziyet o kadar facialıydı ki böyle hafif teessürlerle geçiştirilmesine imkân bulamıyordum.


factor
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , 343 alacaklandırıcı


Lisan : İngilizce factor

factoring
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , 343 alacaklandırma


Lisan : İngilizce factoring

façuna
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Halatın örselenecek yerine tel veya sicimle yapılan sargı


Lisan : İtalyanca faccina

Telaffuz : façu'na

façuna etmek
Anlamı:

1. sürtünme veya hava olaylarından korumak amacıyla halatı ince iple sarmak


façunalık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Façuna yapmakta kullanılan tel veya sicim


fağfur

İlgili Kelimeler:

kâseifağfur

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çin imparatorlarına verilen unvan

2. Çin'de yapılmış kâse, tabak, vazo vb. porselen eşya


Lisan : Farsça faġfūr

Telaffuz : fağfu:ru

fağfuri
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Fağfurdan yapılmış

Örnek:

1. Fağfuri fincan.

1. Fağfuri fincan.


Lisan : Farsça faġfūr + Arapça -ī

Telaffuz : fağfu:ri:

fagosit
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Yutar hücre


Lisan : Fransızca phagocyte

fagositoz
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Hücre yutarlığı


Lisan : Fransızca phagocytose

fagot
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Tahtadan parçaları uç uca takılı, uzun bir boru biçiminde, perdeli bir üflemeli çalgı


Lisan : Almanca Fagott

fahiş
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ölçüyü aşan, aşırı, çok fazla

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Ahlaka ve törelere uygun olmayan


Lisan : Arapça fāḥiş

Telaffuz : fa:hiş

fahişe
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hayat kadını


Lisan : Arapça fāḥişe

Telaffuz : fa:hişe

fahişelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hayat kadınlığı

Örnek:

1. Yeni hükümdarın fermanı ile fahişelikten kurtuluyor.

1. Yeni hükümdarın fermanı ile fahişelikten kurtuluyor.


fahişlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fahiş olma durumu