92406 kayıt bulundu.
ezimevi, elezer, özezer, karıncaezmez
1. -i , -i , -i , -i , Üstüne basarak veya bir şey arasına sıkıştırarak yassılaştırmak, biçimini değiştirmek
1. Ben kendi hesabıma aruzu bir bal mumu gibi ezer, oynar, istediğim şekle sokardım.
1. Ben kendi hesabıma aruzu bir bal mumu gibi ezer, oynar, istediğim şekle sokardım.
2. Ağır bir şey, başka bir şeyin üzerinden geçmek, çiğnemek
1. Rüzgârın içinde birbirini ezercesine kaçıştılar.
1. Rüzgârın içinde birbirini ezercesine kaçıştılar.
3. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sıvı içinde bastırıp karıştırarak eritmek
1. Şerbet için şeker ezmek. Boya ezmek.
1. Şerbet için şeker ezmek. Boya ezmek.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Üzmek, sıkıntıya sokmak
1. Seven kalbi ezmek, sevmeyen kalbi durdurmaktan daha affedilmez bir cinayettir.
1. Seven kalbi ezmek, sevmeyen kalbi durdurmaktan daha affedilmez bir cinayettir.
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dayanıklılığını aşacak derecede çalıştırarak yormak
1. Bu yol hayvanı ezdi.
1. Bu yol hayvanı ezdi.
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yenmek, sindirmek
1. Düşmanı ezmek.
1. Düşmanı ezmek.
7. argo , argo , argo , argo , Harcamak
1. Paraları bir haftada ezerim.
1. Paraları bir haftada ezerim.
1. isim , isim , isim , isim , İki gözde görme bozukluğu
Lisan : Fransızca ésophorie
1. isim , isim , isim , isim , Et veya tavuk suyuna kırmızı mercimek, yağ, nane, karabiber, kırmızıbiber karıştırılarak pişirilen ve Anadolu'da yaygın olan bir çorba türü
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , İçrek
Lisan : Fransızca ésotérique
1. Türk alfabesinin yedinci sırasında yer alan ve Fe adı verilen bu harf, ses bilimi bakımından sert, sürtünücü diş dudak ünsüzünü gösterir
2. müzik , müzik , müzik , müzik , Nota işaretlerini harflerle gösterme yönteminde fa sesini bildirir
3. Bazı ülkelerde ısı birimi olarak kullanılan fahrenhayt derecesinin göstergesi
4. fizik , fizik , fizik , fizik , Merceğin odak uzaklığının simgesi
fa anahtarı
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Müzikal ses dizilerinde mi ile sol arasındaki ses
2. Bu sesi gösteren nota işareti
Lisan : İtalyanca fa
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Bas seslerin porte üzerinde gösterilmesine ve adlandırılmasına olanak sağlayan işaret
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok çalışan, çalışkan, canlı, hareketli, aktif
1. Medeni milletler arasında faal bir unsur olabileceğimizi ispat etmemiz lazımdır.
1. Medeni milletler arasında faal bir unsur olabileceğimizi ispat etmemiz lazımdır.
2. Çalışır durumda olan
3. Etkin
Lisan : Arapça faʿāl
Telaffuz : l ince okunur
sosyal faaliyet, kulis faaliyeti
1. isim , isim , isim , isim , Canlılık, hareket
1. İstasyonda bir faaliyet vardı.
1. İstasyonda bir faaliyet vardı.
2. Çalışma
3. İşler durumda olma, etkinlik
1. Dost bir tabiat cesaret verir insana, onu faaliyete sürükler.
1. Dost bir tabiat cesaret verir insana, onu faaliyete sürükler.
Lisan : Arapça faʿāliyyet
Telaffuz : fa'a:liyet
1. çalışmak
2. işler durumda olmak, etkinlik göstermek
1. Casusların en çok faaliyet gösterdikleri liman da burasıydı.
1. Casusların en çok faaliyet gösterdikleri liman da burasıydı.
1. çalışmaya başlamak, çalışır duruma geçmek, işlemeye başlamak
2. işler duruma gelmek, etkin duruma gelmek
1. Bir siyasi grup, başka cinsten bir faaliyete geçmiş görünüyordu.
1. Bir siyasi grup, başka cinsten bir faaliyete geçmiş görünüyordu.
1. çalışma içine girmek
1. Sendikalar siyasi amaç güdemezler, siyasi faaliyette bulunamazlar.
1. Sendikalar siyasi amaç güdemezler, siyasi faaliyette bulunamazlar.
1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Kahramanları çoklukla hayvanlardan seçilen, sonunda ders verme amacı güden, genellikle manzum hikâye, öykünce
Lisan : Fransızca fable
elektrik fabrikası, hadde fabrikası, kireç fabrikası, kiremit fabrikası
1. isim , isim , isim , isim , İşlenmemiş veya yarı işlenmiş maddelerin makine, araç vb. ile işlenerek tüketime hazır duruma getirildiği sanayi kuruluşu, üretimevi
1. Bir deri fabrikası her yerde yapılabilir.
1. Bir deri fabrikası her yerde yapılabilir.
Lisan : İtalyanca fabbrica
Telaffuz : fabri'ka
1. isim , isim , isim , isim , Fabrika sahibi veya fabrika işleten kimse, fabrikatör
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Fabrikada yapılarak tüketime hazır duruma getirilen (madde)
Lisan : Fransızca fabrication
1. isim , isim , isim , isim , Fabrikacı
1. Burjuva bir aileden doğmuş, bir fabrikatörle evlenmiş.
1. Burjuva bir aileden doğmuş, bir fabrikatörle evlenmiş.
Lisan : Fransızca fabricateur
1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , İskambil destesinin en altındaki kâğıt
2. Yüz, çehre, surat
3. Giysi
4. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Yüklü geminin bordasındaki su düzeyi ile boş geminin bordasındaki su düzeyi arasında kalan bölüm
Lisan : İtalyanca faccia