din doruğu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dağın en yüksek yeri

din erki

Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Teokrasi

din felsefesi

Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Dinin ilkelerinin özünü ve anlamını temellendirmeyi amaçlayan felsefe dalı

dinamik

İlgili Kelimeler:

dinamik analiz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Canlı, etkin, hareketli

Örnek:

1. Neden olmasın, çok istekli bir çocuk. Üstelik genç ve dinamik.

1. Neden olmasın, çok istekli bir çocuk. Üstelik genç ve dinamik.

2. fizik , fizik , fizik , fizik , Hareketli, her an değişebilen, duruk karşıtı

3. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Devimsel

4. isim , isim , isim , isim , Mekaniğin kuvvet, hareket, enerji arasındaki ilişkilerini inceleyen dalı, devim bilimi

Lisan : Fransızca dynamique

dinamik analiz

Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Çözümleme konusu yapılan veya modele dâhil edilen değişkenlerin zaman içindeki değişmelerinin de dikkate alındığı yöntem

dinamikleşme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinamikleşmek durumu

dinamikleşmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dinamik duruma gelmek

dinamikleştirme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinamikleştirmek

dinamikleştirmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dinamik duruma getirmek

dinamiklik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinamik olma durumu

dinamit

İlgili Kelimeler:

dinamit lokumu

Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Nitrogliserin ile yapılan patlayıcı bir madde

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tutku, özlem, heyecan

Örnek:

1. Aslında beklediği, Nahit'in görünmesiyle patlayan sevgi dinamitinin dinmesidir.

1. Aslında beklediği, Nahit'in görünmesiyle patlayan sevgi dinamitinin dinmesidir.

3. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Şiddetli, korkunç, hırslı

Lisan : Fransızca dynamite

dinamit lokumu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kauçuk ve jelatin kıvamında olan, nitrogliserin içeren bir dinamit türü

dinamitçi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinamit üreten, satan veya patlatılma işinde çalışan kimse

dinamitçilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinamitçinin yaptığı iş

dinamitleme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinamitlemek işi

dinamitlemek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dinamitle havaya uçurmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir girişimi, bir kuruluşu engelleyici, yıkıcı davranışta bulunmak

dinamitlenme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinamitlenmek işi

dinamitlenmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dinamitle havaya uçurulmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Engellenmek

dinamizm

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Davranışları canlı ve hareketli olan canlının özelliği

Örnek:

1. İlerleme yolunda yeni ve diri hareketleri zorlayan, yığınların dinamizmidir.

1. İlerleme yolunda yeni ve diri hareketleri zorlayan, yığınların dinamizmidir.

2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Devimselcilik

Lisan : Fransızca dynamisme

dinamo

İlgili Kelimeler:

elektrik dinamosu

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Üreteç

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sürükleyici

Lisan : Fransızca dynamo

Telaffuz : dina'mo

dinamometre

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Kuvvetölçer

Lisan : Fransızca dynamomètre

Telaffuz : dinamome'tre

dinar

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bahreyn, Cezayir, Irak, Karadağ, Kuveyt, Libya, Sırbistan, Tunus ve Ürdün kullanılan para birimi

2. Eski Yugoslavya'da kullanılan para birimi

3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Altın liranın yaklaşık dörtte biri değerinde olan eski bir para

Lisan : Arapça dīnār

Dinar

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Afyonkarahisar iline bağlı ilçelerden biri

Özel: Evet

Telaffuz : di'nar

dinç

İlgili Kelimeler:

başı dinç

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gücü ve sağlık durumu yerinde, canlı, zinde, tendürüst, tüvana

Örnek:

1. Kısa kesilmiş çember sakallı, iri ağızlı, yetmişlik, dinç bir ihtiyar.

1. Kısa kesilmiş çember sakallı, iri ağızlı, yetmişlik, dinç bir ihtiyar.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Canlı, zinde bir biçimde

Örnek:

1. Sabah olunca, bütün gece uyumamasına karşın kendini dinç hissediyordu.

1. Sabah olunca, bütün gece uyumamasına karşın kendini dinç hissediyordu.

dince

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Dinî bakımdan, dine göre

Telaffuz : di'nce