92406 kayıt bulundu.
1. sonunu düşünmeden gelişigüzel konuşmaktan sakınmak
1. Şarkta, insanın selameti dilini tutmasındadır diye bir söz vardır.
1. Şarkta, insanın selameti dilini tutmasındadır diye bir söz vardır.
1. sevinç, korku, heyecan vb. sebeplerle konuşamaz olmak
1. Satılmış'ın hiddetli hiddetli çıkışması üzerine dilini yutup ters yüzüne mutfağına döndü.
1. Satılmış'ın hiddetli hiddetli çıkışması üzerine dilini yutup ters yüzüne mutfağına döndü.
1. birinin açıkça söylemediği sözler olmak
1. Günlerdir doktorun dilinin altında bir şeyler olduğunun farkındaydı.
1. Günlerdir doktorun dilinin altında bir şeyler olduğunun farkındaydı.
1. söyleyemediği şeyi artık söylemek
1. Çıkar şu dilinin altındaki baklayı da ne demek istiyorsan söyle, ben de anlayayım.
1. Çıkar şu dilinin altındaki baklayı da ne demek istiyorsan söyle, ben de anlayayım.
1. ölçüsüz, düşüncesiz konuşma yüzünden zarar görmek
1. söyleyecek duruma gelmek
1. İsmi dilimin ucuna gelir gelmez kalbimden hafif bir cereyanın kopup damarlarıma aktığını duyuyorum.
1. İsmi dilimin ucuna gelir gelmez kalbimden hafif bir cereyanın kopup damarlarıma aktığını duyuyorum.
1. isim , isim , isim , isim , Dilinmek işi
2. jeoloji , jeoloji , jeoloji , jeoloji , Kayaçların, ince katlar biçiminde kolaylıkla ayrılabilme niteliği, dilinim
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Dedikoducu