Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
dilimlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dilimlere bölünmek veya ayrılmak


dilimletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dilimletmek işi


dilimletmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dilimleme işini yaptırmak


dilimleyebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dilimleyebilmek işi


dilimleyebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dilimleme ihtimali veya imkânı bulunmak


dilimleyiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dilimleme işi


dilin kemiği yok
Anlamı:

1. `insan doğru veya yanlış her şeyi söyleyebilir` anlamında kullanılan bir söz


dilinde tüy bitmek
Anlamı:

1. tekrar tekrar söylemekten usanmak, bıkmak

Örnek:

1. Hep de aynı tipler. Laftan da anlamıyorlar. Dilimde tüy bitti.

1. Hep de aynı tipler. Laftan da anlamıyorlar. Dilimde tüy bitti.


dilinden (veya dilden) düşürmemek
Anlamı:

1. sürekli olarak aynı kişiden veya şeyden söz etmek, sık sık anmak

Örnek:

1. Dilinden hiç düşürmediği cümleleri hep birer bilmece gibi şeylerdi.

1. Dilinden hiç düşürmediği cümleleri hep birer bilmece gibi şeylerdi.


dilinden anlamak
Anlamı:

1. bir canlının çıkardığı seslerden veya onun davranışlarından ne anlatmak istediğini anlamak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , söz konusu olan şeyin özelliğini bilmek

Örnek:

1. Bunda yenilmiş, içilmiş bir şey yok ya! Sen onun dilini de anlarsın.

1. Bunda yenilmiş, içilmiş bir şey yok ya! Sen onun dilini de anlarsın.


dilinden kurtulamamak
Anlamı:

1. sürekli olarak bir kimsenin sitem, eleştiri ve sataşmalarına uğramak


diline (veya dile) dolamak (veya takmak)
Anlamı:

1. aynı şeyi durmadan ve her yerde tekrarlamak

Örnek:

1. Bu aydınlardan bazılarının son zamanlarda dillerine doladıkları bir hikmet var.

1. Bu aydınlardan bazılarının son zamanlarda dillerine doladıkları bir hikmet var.

2. bir kimseyi her yerde kötülemek


diline biber sürerim
Anlamı:

1. ağzına biber sürerim


diline düşmek
Anlamı:

1. yermek veya alay etmek amacıyla birinin kötü veya yanlış davranışını sürekli söylemek

Örnek:

1. Mahallede acubelerin diline düşmekten korkuyorum.

1. Mahallede acubelerin diline düşmekten korkuyorum.


Ön Takı : (birinin)

diline kira istemek
Anlamı:

1. ağzına kira istemek


diline pelesenk etmek
Anlamı:

1. diline dolamak

Örnek:

1. Hacı Kasap, âdeta bu sözleri aferin tarzında diline pelesenk etmişti.

1. Hacı Kasap, âdeta bu sözleri aferin tarzında diline pelesenk etmişti.


diline sağlam olmak
Anlamı:

1. saklanacak konuları açığa vurmamak

2. kötü söz söylemekten kaçınmak


diline sağlık
Anlamı:

1. ağzına sağlık


diline virt etmek
Anlamı:

1. diline dolamak

Örnek:

1. Şartını âdeta manzum, kafiyeli bir nakarat gibi diline virt etmişti.

1. Şartını âdeta manzum, kafiyeli bir nakarat gibi diline virt etmişti.


dilini bağlamak
Anlamı:

1. bir kimseyi herhangi bir sebeple söz söyleyemez duruma getirmek, susmak zorunda bırakmak

Örnek:

1. Ortağım burada kocama basmış büyüyü, basmış büyüyü. Dilini, ağzını bağlamış adamcağızın.

1. Ortağım burada kocama basmış büyüyü, basmış büyüyü. Dilini, ağzını bağlamış adamcağızın.


dilini değdirmemek
Anlamı:

1. hiç yememek veya içmemek


dilini eşek arısı soksun
Anlamı:

1. hoşa gitmeyen bir şey konuşan kimseye söylenen bir ilenme sözü


dilini kedi (veya fare) mi yedi?
Anlamı:

1. `neden konuşmuyorsun?` anlamında kullanılan bir söz


dilini tutamamak
Anlamı:

1. sonunu düşünmeden gelişigüzel konuşmak