92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -i , -i , Dileme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Araptan başkaları için de dileyebilirsem, herkese yeşil panjurlu küçük evler versin, herkese dilediği yerde, aç insan da kalmasın.
1. Araptan başkaları için de dileyebilirsem, herkese yeşil panjurlu küçük evler versin, herkese dilediği yerde, aç insan da kalmasın.
1. söyleyebildiği kadar, anlatma gücünün elverdiği ölçüde
1. Mademki çocuk terbiyesi hakkında konuşmak istiyorsunuz, dilimin döndüğü kadar söyleyeyim.
1. Mademki çocuk terbiyesi hakkında konuşmak istiyorsunuz, dilimin döndüğü kadar söyleyeyim.
1. hastalık sebebiyle güçlükle söz söyleyebilmek, güçlükle konuşmak
1. Birkaç saatin içinde kaynımın dili ağırlaştı.
1. Birkaç saatin içinde kaynımın dili ağırlaştı.
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Konuşamayan
2. Kendisine söylenen bir şeyi başkasına aktarmayan, sır saklayan
1. koşmaktan, yürümekten dolayı çok yorulmak
1. Koştu koştu da dili bir karış sarktı.
1. Koştu koştu da dili bir karış sarktı.
1. konuşamaz olmak, sesi soluğu çıkmamak
1. Kılıcı görünce dili boğazına aktı hayranlığından.
1. Kılıcı görünce dili boğazına aktı hayranlığından.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir dili doğru ve düzgün konuşamayan (kimse)
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Küfürlü sözler söyleyen
1. konuşamayan veya susan kişi konuşmaya başlamak
1. Aslında ben çok az konuşan biriyim. Dilimin böyle birdenbire çözülmesi çok garip.
1. Aslında ben çok az konuşan biriyim. Dilimin böyle birdenbire çözülmesi çok garip.
1. çok susamak
1. Kupkuru dili damağına yapışıyor, boğazından midesine doğru...
1. Kupkuru dili damağına yapışıyor, boğazından midesine doğru...
1. korku, heyecan, hastalık, utangaçlık, sarhoşluk gibi sebeplerle şaşırarak söyleyeceğini karıştırmak
1. Vehbi dedenin kendini dinlediğinin farkına varır varmaz dili dolaştı.
1. Vehbi dedenin kendini dinlediğinin farkına varır varmaz dili dolaştı.
1. bir sözü doğru, düzgün söylemeyi becerememek
1. Üstelik ben dilim dönmezken armağan ettiğim çiçeklerle konuşmuyor muyum?
1. Üstelik ben dilim dönmezken armağan ettiğim çiçeklerle konuşmuyor muyum?
2. amacını iyi anlatamamak
1. susmak, dedikodu etmemek
1. Götüreceği cadı karının dili dursa neyse. Okuyup iyileştirirse herkese yayar.
1. Götüreceği cadı karının dili dursa neyse. Okuyup iyileştirirse herkese yayar.
1. bıktıracak kadar çok konuşan veya kötü sözler söyleyenler için kullanılan bir ilenme sözü