Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
dilbazlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dilbaz olma durumu


dilber

İlgili Kelimeler:

dilberdudağı, kenarın dilberi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alımlı, güzel kadın

Örnek:

1. Ala gözlü nazlı dilber / Koma beni el yerine

1. Ala gözlü nazlı dilber / Koma beni el yerine


Lisan : Farsça dilber

dilberdudağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dudak biçiminde hazırlanan bir hamur tatlısı


Telaffuz : dilbe'rdudağı

dilberlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dilber olma durumu


dilce
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Dil bakımından

Örnek:

1. Goethe'yi her açtığımda, bana dilce aydınlık gelen birkaç parçaya olsun rastlayabiliyordum.

1. Goethe'yi her açtığımda, bana dilce aydınlık gelen birkaç parçaya olsun rastlayabiliyordum.


Telaffuz : di'lce

dilci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dil bilimci

2. Dille ilgili araştırmalar yapan kimse


dilcik
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Buğdaygillerde, yaprak ayası ile yaprak kınının birbirinden ayrıldığı yerde bulunan sivri uçlu, küçük, saydam çıkıntı

2. müzik , müzik , müzik , müzik , Üflemeli çalgılarda, org borularında kamış, tahta veya metalden yassı parça

3. hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Böceklerin ağzında küçük dilin önünde bulunan bölüm


dilcilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dilcinin yaptığı iş


dildaş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aynı dili konuşanlardan her biri


dildaşlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dildaş olma durumu


dilden dile
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Sözlü bir biçimde


dilden dile aktarılmak
Anlamı:

1. sözlü olarak yayılmak


dilden dile dolaşmak
Anlamı:

1. birçok kişi tarafından konuşulmak


dilden dile geçmek
Anlamı:

1. kişiler arasında çok konuşulur olmak


dilden düşmez olmak
Anlamı:

1. herkes tarafından sürekli tekrar edilir olmak

Örnek:

1. Kapsamı iyice belirtilmeyen, gerektiği gibi tanımlanmayan sanat sözü, dillerden düşmez oldu.

1. Kapsamı iyice belirtilmeyen, gerektiği gibi tanımlanmayan sanat sözü, dillerden düşmez oldu.


dilden gelen elden gelse her fukara padişah olur
Anlamı:

1. `kişi her söylediğini yapamaz, her dilediğini elde edemez` anlamında kullanılan bir söz


dile (veya dillere) düşmek
Anlamı:

1. hakkında dedikodu yapılmak

Örnek:

1. Yâr adını desem olmaz / Düşer dillere dillere

1. Yâr adını desem olmaz / Düşer dillere dillere


dile gelen ele gelir
Anlamı:

1. `insanlar yapacakları işler hakkında önce konuşurlar, sonra da o işi gerçekleştirirler` anlamında kullanılan bir söz


dile gelmek
Anlamı:

1. dile düşmek

2. konuşma kudreti, yeteneği, olmayan varlık konuşmak, dillenmek, lisana gelmek

Örnek:

1. Günlerce elin, dile gelmeyen çocuğunu bağrına basan fabrika sahibine acındı.

1. Günlerce elin, dile gelmeyen çocuğunu bağrına basan fabrika sahibine acındı.


dile getirmek
Anlamı:

1. konuşturmak

2. belirtmek, anlatmak, açıklamak, ifade etmek

Örnek:

1. Kendi kendime, adlı şiirinde bunu şöyle dile getirir.

1. Kendi kendime, adlı şiirinde bunu şöyle dile getirir.


dile kolay
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Anlatılması kolay ancak yapılması veya katlanılması çok güç


dile vermek
Anlamı:

1. gizli tutulması gereken bir şeyi açığa vurmak, duyurmak, yaymak


dilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dilebilmek işi


dilebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dilme ihtimali veya imkânı bulunmak


dilediği gibi
Anlamı:

1. kendi düşünce, görüş ve isteğine göre

Örnek:

1. Duygu, düşünce, dilediğim gibi yaşamak özgürlüğümü korumak isterim.

1. Duygu, düşünce, dilediğim gibi yaşamak özgürlüğümü korumak isterim.