Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
diktirilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dikme işi yaptırılmak


diktirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Diktirmek işi


diktirmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Dikme işini yaptırmak

Örnek:

1. Ağaçları aşılatmış, yeni fideler diktirmiştir.

1. Ağaçları aşılatmış, yeni fideler diktirmiştir.


diktirtme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Diktirtmek işi


diktirtmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Diktirmesini sağlamak

Örnek:

1. Bütün kaymakamlara Bursa yoluna ağaç diktirtmiş.

1. Bütün kaymakamlara Bursa yoluna ağaç diktirtmiş.


dil

İlgili Kelimeler:

deryadil, ehlidil, safdil, suzidil

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Gönül, yürek


Lisan : Farsça dil

dil

İlgili Kelimeler:

dilaltı, dil altı bezleri, dil balığı, dilbasar, danadili, geyikdili, kaynanadili, kedidili, kıyı dili, kilit dili, kuşdili, küçük dil, öküzdili, sığırdili, yılandili

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı

Örnek:

1. Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki...

1. Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki...

2. Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli bölümleri

Örnek:

1. Terazi dili.

1. Terazi dili.

3. Büyükbaş hayvanların haşlanıp pişirildikten sonra yenebilen dili

Örnek:

1. Birkaç dilim ekmek, ince bir iki dilim peynir veya dil, bazen de haşlanmış bir sebze yemeği.

1. Birkaç dilim ekmek, ince bir iki dilim peynir veya dil, bazen de haşlanmış bir sebze yemeği.

4. Ayakkabı bağlarının ayağı rahatsız etmemesini sağlayan ve bağ altına rastlayan saya parçası

5. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Kıstak

6. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Makaraların ve bastikaların içine yerleştirilmiş olan, üzerinden geçirilen halatı istenilen yöne çevirmeye yarayan, çevresi oluklu, küçük döner tekerlek

Örnek:

1. İki dilli makara.

1. İki dilli makara.

7. müzik , müzik , müzik , müzik , Bazı üflemeli çalgılarda titreşerek ses çıkaran ince metal yaprak

8. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Anahtar


dil

İlgili Kelimeler:

dilotu, dil adası, dil akrabalığı, dil atlası, dil bilgisi, dil bilimi, dil birliği, dil cambazı, dil coğrafyası, dil dalaşı, dil ebesi, dil felsefesi, dil kavgası, dil laboratuvarı, dil oğlanı, dil öğrenimi, dil öğretimi, dil pelesengi, dilsever, dil sürçmesi, dil şakası, dil tutukluğu, dilden dile, dile kolay, dili bağlı, dili bozuk, dili tutuk, dili uzun, dili yatkın, dili zifir, ana dil, Ari dil, bitişken dil, bükünlü dil, diplomatik dil, edebî dil, gizli dil, Güneş Dil Teorisi, günlük dil, iltisaki dil, küçük dil, millî dil, ortak dil, ölçünlü dil, ölü dil, özel dil, resmî dil, sivri dil, standart dil, tatlı dil, tek heceli dil, ulusal dil, yabancı dil, yapay dil, yapısal dil bilimi, yapma dil, ana dili, Azerbaycan dili, beden dili, çevirici dili, çeviri dili, çocuk dili, devlet dili, hâl dili, halk dili, ıslık dili, işaret dili, kayış dili, konuşma dili, kuş dili, vücut dili, yazı dili, yazın dili, akraba diller, Baltık dilleri, Cermen dilleri, İskandinav dilleri, Latin dilleri, Romen dilleri, Ural dilleri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan, zeban

Örnek:

1. Dilinden Anadolulu olduğu ancak belli oluyordu.

1. Dilinden Anadolulu olduğu ancak belli oluyordu.

2. Bir çağa, bir gruba, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi

Örnek:

1. Halk dilinin günebakan ismini verdiği bu çiçek, güneşe âşıktır.

1. Halk dilinin günebakan ismini verdiği bu çiçek, güneşe âşıktır.

3. Belli mesleklere özgü dil

Örnek:

1. Hukuk dili.

1. Hukuk dili.

4. Düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı

Örnek:

1. Müzik dili. Yazı dili.

1. Müzik dili. Yazı dili.

2. Hiçbir zaman onların arasına katılabilecek bir dil bulamadım.

2. Hiçbir zaman onların arasına katılabilecek bir dil bulamadım.

5. tarih , tarih , tarih , tarih , Düşmanın durumunu öğrenmek için sorguya çekilmek amacıyla ele geçirilen tutsak


dil
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih ,


dil (veya diller) dökmek
Anlamı:

1. kandırmak, inandırmak veya yararlanmak için tatlı sözler söylemek

Örnek:

1. Ninniyi mutlaka söylemesi için ona bir sürü dil döktü.

1. Ninniyi mutlaka söylemesi için ona bir sürü dil döktü.


dil adası
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , Bir dilin veya ağzın yayıldığı alanda farklı bir dil veya ağız özelliği bulunan küçük bölge


dil ağız vermemek
Anlamı:

1. ağız dil vermemek

Örnek:

1. Çocuk hâlâ dil ağız vermeden yatıyordu.

1. Çocuk hâlâ dil ağız vermeden yatıyordu.


dil akrabalığı
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , Bir ana dilden türeyen diller arasındaki yakınlık ilişkisi


dil altı bezleri
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Dilin altında bulunan tükürük bezleri


dil atlası
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , Dilleri, lehçeleri veya dil olaylarını yayılış bölgelerine göre gösteren atlas


dil balığı
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kemikli balıklar takımından, pullu, santimetre büyüklüğünde, yassı bir balık (Solea vulgaris)


dil bilgisi

İlgili Kelimeler:

betimlemeli dil bilgisi, betimsel dil bilgisi, karşılaştırmalı dil bilgisi, tasvirî dil bilgisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir dilin ses, biçim ve cümle yapısını inceleyip kurallarını tespit eden bilim, gramer

Örnek:

1. Ünlü adayı genç şarkıcıların, dil bilgisiyle fazla ilgilenmedikleri ortada.

1. Ünlü adayı genç şarkıcıların, dil bilgisiyle fazla ilgilenmedikleri ortada.


dil bilimci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dil bilimiyle uğraşan kimse, dilci, lengüist, filolog


dil bilimi

İlgili Kelimeler:

art zamanlı dil bilimi, eş zamanlı dil bilimi, genel dil bilimi, görevsel dil bilimi, karşılaştırmalı dil bilimi, uygulamalı dil bilimi, yapısal dil bilimi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dillerin yapısını, gelişmesini, dünyada yayılmasını ve aralarındaki ilişkileri ses, biçim, anlam ve cümle bilgisi bakımından genel veya karşılaştırmalı olarak inceleyen bilim, lisaniyat, lengüistik, filoloji


dil bilimsel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dil bilimiyle ilgili, filolojik


dil bir karış
Anlamı:

1. saygısızca karşılık verenler için kullanılan bir söz


Ön Takı : (birinde)

dil birliği
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Lehçe ve ağız farklarını gidererek aynı dili kullanan toplumlar arasında ortak bir yazı dilinde ve alfabede birleşilmiş olma durumu


dil cambazı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Düşüncelerini çok iyi anlatan, güzel konuşan kimse

Örnek:

1. Dil cambazı olabilmek, düşüncesini en iyi biçimde anlatabilmek için de elinden geleni ardına koymamıştır.

1. Dil cambazı olabilmek, düşüncesini en iyi biçimde anlatabilmek için de elinden geleni ardına koymamıştır.


dil çıkarmak
Anlamı:

1. alay etmek, eğlenmek


Ön Takı : (birine)

dil coğrafyası
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , Yeryüzünde dillerin yayıldığı alanları inceleyen bilim dalı