Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
dikiliverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dikilivermek işi


dikilivermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ansızın veya çabucak dikilmek


Telaffuz : dikili'vermek

dikilme

İlgili Kelimeler:

gün dikilmesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dikilmek işi


dikilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dikme işi yapılmak

Örnek:

1. Bebelere çedik, kadınlara, erlere çizme, çarık dikildi.

1. Bebelere çedik, kadınlara, erlere çizme, çarık dikildi.


dikilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dikme işi yapılmak

Örnek:

1. Buraya anıt dikilecek. Bahçeye ağaçlar dikildi.

1. Buraya anıt dikilecek. Bahçeye ağaçlar dikildi.

2. Dik duruma gelmek

3. Ayakta durmak

Örnek:

1. Bütün o ağrılı, uzun gecelerimde yatak odasının kapısında dikilir, bana bakardı.

1. Bütün o ağrılı, uzun gecelerimde yatak odasının kapısında dikilir, bana bakardı.

4. Göz belli bir noktaya uzun süre bakmak

Örnek:

1. Herkesin gözleri hayret ve tecessüsle onun üzerine dikilir.

1. Herkesin gözleri hayret ve tecessüsle onun üzerine dikilir.

5. Karşı koymak, engellemek

6. fizyoloji , fizyoloji , fizyoloji , fizyoloji , Bazı üreme organları dokularına kan dolmasıyla sert ve dik bir duruma gelmek


dikim

İlgili Kelimeler:

dikimevi, dikimhane

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dikme işi

2. Bitki dikme işi

Örnek:

1. Çalışmalar tam bir yıl önce iki düzine kadar akasya fidanının dikimiyle başlamıştır.

1. Çalışmalar tam bir yıl önce iki düzine kadar akasya fidanının dikimiyle başlamıştır.


dikimevi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Giysi ve çamaşır dikilen iş yeri


Telaffuz : diki'mevi

dikimhane
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Dikimevi


Lisan : Türkçe dikim + Farsça ḫāne

Telaffuz : dikimha:ne

dikine

İlgili Kelimeler:

dikine tıraş

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Dikey olarak, diklemesine

Örnek:

1. Alnı da bir enlemesine, bir dikine kırış kırış oluyordu.

1. Alnı da bir enlemesine, bir dikine kırış kırış oluyordu.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İnadına


dikine gitmek
Anlamı:

1. kimsenin sözünü dinlemeyerek kendi bildiğini yapmak

Örnek:

1. Öyle fazla dikine gitmek iyi değildir hayatta.

1. Öyle fazla dikine gitmek iyi değildir hayatta.


dikine tıraş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşısındakini sinirlendirecek biçimde söylenilen yalan, aşırı palavra


dikiş

İlgili Kelimeler:

dikiş iğnesi, dikiş makinesi, dikiş okuması, dikiş payı, çift dikiş, çifte dikiş, tel dikiş, biçki dikiş kursu, biçki dikiş yurdu, özel dikiş, zikzak dikişi, bir dikişte

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dikme işi

Örnek:

1. Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu.

1. Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu.

2. Dikilen yer

Örnek:

1. Astarın dikişi sökülmüş.

1. Astarın dikişi sökülmüş.

3. Giysi üzerinde gözle görülen dikilmiş iplik yolu

Örnek:

1. Ceketin yakasına dikiş yapılacak.

1. Ceketin yakasına dikiş yapılacak.

4. Dikilecek şey

Örnek:

1. Yanında demir bir bahçe iskemlesi, üstünde bir dikiş.

1. Yanında demir bir bahçe iskemlesi, üstünde bir dikiş.

5. Giysi dikme işi, terzilik

Örnek:

1. Başkalarının dikişi görünüşte bizimkinden ayırt edilmez gibidir.

1. Başkalarının dikişi görünüşte bizimkinden ayırt edilmez gibidir.


dikiş atmak
Anlamı:

1. yarılan veya yırtılan deriyi dikişle bir araya getirip tutturmak

Örnek:

1. Kafasına iki dikiş attılar.

1. Kafasına iki dikiş attılar.


dikiş iğnesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dikiş dikmek için özel olarak yapılmış iğne


dikiş makinesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dikiş dikme işlerinde kullanılan, kol veya elektrik gücüyle çalıştırılan alet


dikiş okuması
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çingene kavgalarının en uzun ve en ağza alınmaz tekerlemesine verilen ad


dikiş payı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kumaş biçerken kumaşın kenarından dikiş yerine kadar bırakılan bölüm


dikiş tutturamamak
Anlamı:

1. bir işte veya bir yerde herhangi bir sebeple uzun süre kalamamak


dikişçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Terzi


dikişçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Terzilik


dikişini almak
Anlamı:

1. dikilmiş yaranın ipliklerini kesip çıkarmak


dikişli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dikişi olan, dikiş yapılmış


dikişsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dikişi olmayan

Örnek:

1. Dikişsiz yelek.

1. Dikişsiz yelek.

2. Yapıştırma yoluyla yapılmış

Örnek:

1. Dikişsiz ayakkabı.

1. Dikişsiz ayakkabı.


dikit
Anlamı:

1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Mağaralarda tavandan damlayan kireçli suların katılaşmasıyla tabandan yukarıya doğru oluşan kalker birikintisi, stalagmit


dikiverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dikivermek işi