92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Meni
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dikelme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dik duruma gelmek, dikleşmek
2. Ayakta durmak
3. -e , -e , mecaz , mecaz , -e , -e , mecaz , mecaz , Sert konuşmak, karşı gelmek, birine kafa tutmak, dinelmek
dikence, diken diken, diken dutu, akdiken, çakırdiken, sarıdiken, çalı dikeni, demir dikeni, deve dikeni, domuz dikeni, eşek dikeni, geyik dikeni, kar dikeni, meryemana dikeni, öz dikeni, peygamber dikeni, sakız dikeni, teke dikeni
1. isim , isim , isim , isim , Bazı bitkilerin dal, yaprak, meyve kabuğu vb. bölümlerinde ve bazı hayvanların derisinde bulunan sert, ucu sivri ve batıcı çıkıntılardan her biri
1. Gül dikeni. Kirpinin dikenleri.
1. Gül dikeni. Kirpinin dikenleri.
2. Bu çıkıntıları çok olan bitki
1. `zarar hangi yönden geldiyse ancak o yönden giderilir` anlamında kullanılan bir söz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dikeni bol
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dik duruma gelmiş, dikleşmiş
1. Savcı, bıyıkları, saçları diken diken, dinliyordu.
1. Savcı, bıyıkları, saçları diken diken, dinliyordu.
1. dik duruma gelmek, dikleşmek
1. Kâhyamın pos bıyıkları kirpi sırtı gibi diken diken oldu.
1. Kâhyamın pos bıyıkları kirpi sırtı gibi diken diken oldu.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Böğürtlen
1. bir yerde tedirginlik duymak
1. Konuşmaya başladık. Yine kavga ederiz diye diken üstündeyim.
1. Konuşmaya başladık. Yine kavga ederiz diye diken üstündeyim.
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Dikenli balıkgillerden bir tür küçük tatlı su balığı (Gasterostsus pungitius)
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Diken durumu almak, diken gibi olmak
dikenli balık, dikenli meyan, dikenli salyangoz, dikenli tel, dikenli yol, dikenli yüzgeçliler, derisi dikenliler
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dikenli olan
1. Dikenli bir çitle çevrili küçük bir bahçe içinde tek katlı ve iki odalı bir ev.
1. Dikenli bir çitle çevrili küçük bir bahçe içinde tek katlı ve iki odalı bir ev.
2. Dikeni olan bitkilerin bulunduğu (yer)
1. Bu bakış yosunlu, isli kahve pencerelerinden dikenli tarlalara bakmak değildir.
1. Bu bakış yosunlu, isli kahve pencerelerinden dikenli tarlalara bakmak değildir.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Zor, çetin, sıkıntı veya üzüntü veren
1. Yüzü bulutlandı. Gene gömülüyor o dikenli sessizliğine.
1. Yüzü bulutlandı. Gene gömülüyor o dikenli sessizliğine.
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Dikenli balıkgillerden, tatlı sularda yaşayan, göğüs veya karın yüzgeçleri dikenlerden oluşmuş küçük bir balık (G. aculeatus)
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Balıklar sınıfının kemikli balıklar takımına giren bir familya
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Yüksekliği 1-2 metre olan, beyazımsı mor çiçekli, tüysü yapraklı çok yıllık bir bitki, acı meyan (Glycyrrhiza echinata)
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Karından bacaklılar sınıfından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, kabuğu üzerinde birçok dikeni olan bir yumuşakça, iskerlet (Murex)