Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
dertlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Üzüntüye kapılmak, dertli duruma gelmek, kaygılanmak

Örnek:

1. Beni vakitsiz koyup giden anamı düşünür dertlenirim.

1. Beni vakitsiz koyup giden anamı düşünür dertlenirim.


dertleşebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dertleşebilmek işi


dertleşebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Dertleşme ihtimali veya imkânı bulunmak


dertleşiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dertleşme işi


dertleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dertleşmek işi


dertleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Rahatlamak ve çözüm bulmak amacıyla dertlerini karşılıklı anlatmak

Örnek:

1. Bunlar yılbaşında işlerinin başlarını aştığını görüp dertleşirler.

1. Bunlar yılbaşında işlerinin başlarını aştığını görüp dertleşirler.


dertli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Derdi olan

Örnek:

1. Dertli hâlinden ne bile / Yüreği sağ olan kişi

1. Dertli hâlinden ne bile / Yüreği sağ olan kişi


dertlilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dertli olma durumu


dertop
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , `Getirilmek, büzülmek` anlamındaki dertop edilmek, `bir araya getirmek, toparlamak` anlamındaki dertop etmek ve `bir araya gelmek, toplu hâlde olmak` anlamındaki dertop olmak birleşik fiillerinde geçer

Örnek:

1. İskemlenin üzerine dertop edilerek atılmış duran pantolonunu ayağına geçirdi.

1. İskemlenin üzerine dertop edilerek atılmış duran pantolonunu ayağına geçirdi.


dertsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Derdi olmayan


dertsiz baş terkide gerek
Anlamı:

1. `insan ancak öldükten sonra dertten kurtulabilir` anlamında kullanılan bir söz


dertsiz başını derde sokmak
Anlamı:

1. bir derdi yokken gereksiz yere üzüntü veren bir işe girişmek


dertsiz kul olmaz
Anlamı:

1. `derdi olmayan kimse yoktur, herkesin az çok bir derdi vardır` anlamında kullanılan bir söz


dertsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dertsiz olma durumu, gailesizlik


deruhte
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Üzerine alma, üstlenme


Lisan : Farsça der + Arapça ʿuhde

deruhte etmek
Anlamı:

1. üstlenmek

Örnek:

1. Büyük işler deruhte etmemiş insanların, bu husustaki tereddütlerini mazur görmelidir.

1. Büyük işler deruhte etmemiş insanların, bu husustaki tereddütlerini mazur görmelidir.


derun

İlgili Kelimeler:

safderun

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İç, içeri, öz

2. Gönül, yürek, ruh


Lisan : Farsça derūn

Telaffuz : deru:n

deruni
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , İçle ilgili, içten

Örnek:

1. Seven insanda fiziki güzelliklerin deruni taraflarını gören gözler olurmuş.

1. Seven insanda fiziki güzelliklerin deruni taraflarını gören gözler olurmuş.

2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Özünlü


Lisan : Farsça derūn + Arapça -ī

Telaffuz : deru:ni:

derviş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir tarikata girmiş, onun kurallarına ve törelerine bağlı kimse, alperen

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yoksulluğu, çilekeşliği benimsemiş kimse

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Alçak gönüllü ve her şeyi hoş gören kimse

4. hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kırlangıç balığının küçüğü


Lisan : Farsça dervīş

dervişane
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Dervişçe


Lisan : Farsça dervīşāne

Telaffuz : dervişa:ne

dervişçe
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Dervişe yakışır bir biçimde, dervişane


Telaffuz : dervi'şçe

dervişin fikri ne ise zikri de odur
Anlamı:

1. `insan, önem verip düşündüğü şeyi konuşmaktan kendisini alamaz` anlamında kullanılan bir söz


dervişlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Derviş olma durumu


derya

İlgili Kelimeler:

deryadil, kaptanıderya, lebiderya, çamur deryası

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Deniz

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bilgili kimse

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyin bol olduğu yer

Örnek:

1. Kul Mustafa eydür coştum / Aşkın deryasına düştüm

1. Kul Mustafa eydür coştum / Aşkın deryasına düştüm


Lisan : Farsça deryā

Telaffuz : derya:

derya gibi
Anlamı:

1. çok bilgili

2. pek çok