Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
depreşiverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Depreşivermek işi


depreşivermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak nüks etmek

Örnek:

1. Bugün oraya gittiğinde çok fena olmuş, yatışmaya yüz tutan kederi yeniden depreşivermişti.

1. Bugün oraya gittiğinde çok fena olmuş, yatışmaya yüz tutan kederi yeniden depreşivermişti.


Telaffuz : depreşi'vermek

depreşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Depreşmek durumu


depreşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Nüks etmek


depreştirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Depreştirebilmek işi


depreştirebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Depreştirme ihtimali veya imkânı bulunmak


depreştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Depreştirmek işi


depreştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Depreşmesine sebep olmak

Örnek:

1. Mektup dertlerimi depreştirdi.

1. Mektup dertlerimi depreştirdi.


depresyon
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Bunalım

2. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Çöküntü


Lisan : Fransızca dépression

der demez
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Hemen, o sırada


der oğlu der
Anlamı:

1. bir şeyin sürekli söylendiğini anlatan bir söz


derakap
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Hemen arkasından

2. Çabucak


Lisan : Farsça der + Arapça ʿaḳab

Telaffuz : de'rakap

derbeder
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yaşayışı ve davranışı düzensiz (kimse)

Örnek:

1. Benim gibi derbeder bir biçareye tokat atmaktan kolay ne olur?

1. Benim gibi derbeder bir biçareye tokat atmaktan kolay ne olur?


Lisan : Farsça derbeder

derbederce
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Derbedere yakışır bir biçimde, derbedercesine


Telaffuz : derbede'rce

derbedercesine
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Derbederce


Telaffuz : derbede'rcesine

derbederlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Derbeder olma durumu


derbent
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Geçit

2. Sınırda bulunan küçük kale


Lisan : Farsça derbend

Derbent
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konya iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : de'rbendi

derbentçi
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Geçit yerlerini korumakla görevli kimse

Örnek:

1. Derbentçiler göz açtırmazlar adama, çocuk demez muma çevirirler iki günde.

1. Derbentçiler göz açtırmazlar adama, çocuk demez muma çevirirler iki günde.


derbentçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Derbentçinin yağtığı iş


derbi
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Aynı şehrin takımları arasında oynanan oyun

2. Büyük takımlar arasında oynanan oyun

3. Yılda bir kez yapılan, üç yaşına gelmiş atların katıldığı yarış


Lisan : İngilizce derby

Telaffuz : de'rbi

derç

İlgili Kelimeler:

dercetmek

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Alma, toplama

2. Kaydetme


Lisan : Arapça derc

dercetme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dercetmek işi


dercetmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Almak, toplamak

Örnek:

1. Bir deftere birçok manzumelerimi dercetmiştim.

1. Bir deftere birçok manzumelerimi dercetmiştim.


Lisan : Arapça derc + Türkçe etmek

Telaffuz : de'rcetmek

derde (veya derdine) derman olmak
Anlamı:

1. soruna çözüm bulmak, sıkıntıyı geçirmeye çare göstermek

Örnek:

1. Hurşit Bey seni ağırlar, derdine derman olur.

1. Hurşit Bey seni ağırlar, derdine derman olur.