Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
demevi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , tıp , tıp , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , tıp , tıp , Kanlı, kanı çok (kimse)

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Öfkeli, sinirli


Lisan : Arapça demevī

Telaffuz : demevi:

demin

İlgili Kelimeler:

deminden beri

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Az önce, demincek, deminden

Örnek:

1. Demin aynanın arkasına baktım, bulamadım.

1. Demin aynanın arkasına baktım, bulamadım.


demincek
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Demin


deminden beri
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Demin

Örnek:

1. Deminden beri sözü edilen bu kumsal neydi?

1. Deminden beri sözü edilen bu kumsal neydi?


deminki
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Biraz önceki

Örnek:

1. Deminki ihtiyar nine, bu sağlam yapılı Türk evlerini, yerlilerin nasıl yaktıklarını, kendilerini şehirden nasıl kovduklarını bize anlattı.

1. Deminki ihtiyar nine, bu sağlam yapılı Türk evlerini, yerlilerin nasıl yaktıklarını, kendilerini şehirden nasıl kovduklarını bize anlattı.


Telaffuz : de'minki

demir

İlgili Kelimeler:

demir ağacı, demirbaş, demir bilek, demir boku, demir dikeni, demir hat, demirhindi, demirkapan, demir kapı, Demirkazık, demir kırı, demir leblebi, demir oksit, demir para, demir pası, Demirperde, demir perde, demir rengi, demir resmi, demir sülfat, demir yeri, demir yolcu, demir yolu, demir yumruk, ak demir, aydemir, çekme demir, çifte demir, çubuk demir, delikli demir, dişi demir, dökme demir, erkek demir, hasır demir, iğdemir, kütük demir, nervürlü demir, buz demiri, gözdemiri, ızgara demiri, kol demiri, köşe demiri, kulak demiri, L demiri, özek demiri, saban demiri, topuk demiri

Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C'de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe)

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu elementten yapılmış

Örnek:

1. Hemşiresiyle rıhtımın kenarındaki demir kanepeye oturdular.

1. Hemşiresiyle rıhtımın kenarındaki demir kanepeye oturdular.

3. Bu elementten yapılmış parça

Örnek:

1. Ocak demiri. Kapı demiri. Pencere demiri.

1. Ocak demiri. Kapı demiri. Pencere demiri.

4. Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça

5. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Güçlü, kuvvetli, sert

Örnek:

1. O kadar çabuk uyanmıştı ki kalbinin demir bir elle sıkıldığını duydu.

1. O kadar çabuk uyanmıştı ki kalbinin demir bir elle sıkıldığını duydu.

6. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Çıpa


demir ağacı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İki çeneklilerden, ana yurdu Avustralya olan bir veya iki evcikli bir ağaç (Casuarina)


demir almak
Anlamı:

1. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , gemi yola çıkmak için çıpasını denizden çekmek, gitmeye hazırlanmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , ölmek, çekip gitmek

Örnek:

1. Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan

1. Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , sıvışmak, gitmek


demir atmak
Anlamı:

1. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , gemi çıpasını denize salmak

Örnek:

1. Açıkta demir atmış kotrayı görüyor musun?

1. Açıkta demir atmış kotrayı görüyor musun?

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir kimse bir yerde uzun süre kalmak


demir bilek
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Güçlü kuvvetli (kimse)


demir boku
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cüruf


demir dikeni
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Toprak üzerinde yatık olarak bulunan, boynuz biçiminde dikenli çiçekleri küçük ve açık sarı renkli bir tür bitki (Tribulus terrestris)


demir gibi
Anlamı:

1. çok sağlam

Örnek:

1. Ben akide yemedim, gönlümde yumuşaklık yok, midem demir gibi.

1. Ben akide yemedim, gönlümde yumuşaklık yok, midem demir gibi.

2. çok güçlü, çok kuvvetli

Örnek:

1. Demir gibi kolları vardı.

1. Demir gibi kolları vardı.


demir hat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Demir yolu


demir ıslanmaz, deli uslanmaz
Anlamı:

1. `her nesnenin, her kişinin değiştirilemeyen bir özelliği vardır` anlamında kullanılan bir söz


demir kapı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Irmaklarda gemilerin geçmesine engel olan kayalık yer


demir kırı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Siyah, beyaz karışık griye yakın renkte at donu

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan (at)


demir leblebi
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Başa çıkılması güç kimse

2. Başarılması çok güç iş


demir nemden, insan gamdan çürür
Anlamı:

1. `nem demiri nasıl paslandırıp çürütürse gam da insanı öylece yıpratır` anlamında kullanılan bir söz


demir oksit
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Demirin hem doğada görülen hem de sentetik olarak yapılan, değişik kimyasal değer ve renkte bulunabilen oksit biçimi


demir para
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Madenî para


demir pası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Demirde oluşan pas

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu pasın renginde olan


demir perde
Anlamı:

1. isim , isim , tiyatro , tiyatro , isim , isim , tiyatro , tiyatro , Sahne ile izleyicilerin bulunduğu salonu yangın tehlikesinde birbirinden ayıran, demirden yapılmış perde


demir rengi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gri

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


demir resmi
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Geminin bir limanda demirlemek için ödediği vergi