Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
deliye her gün bayram
Anlamı:

1. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , her fırsattan yararlanarak bayrammış gibi davrananlara ve her şeyi eğlenceli yönden alanlara söylenen bir söz


deliye taş atma, başını yarar
Anlamı:

1. `davranışlarında çılgınlık bulunan kimseye dokunma yoksa sana öyle çılgınca saldırır ki yaptığına pişman olursun` anlamında kullanılan bir söz


delk
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ovma, ovuşturma

2. fizik , fizik , fizik , fizik , Sürtünme


Lisan : Arapça delk

delme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Delmek işi

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Delinerek yapılmış

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Yelek


delmece
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Delecek biçimde

Örnek:

1. Her ne söylerse çelmece söyler / Dertli derunumu delmece söyler

1. Her ne söylerse çelmece söyler / Dertli derunumu delmece söyler


delmek fiil

İlgili Kelimeler:

ciğerdeldi, ağaçdelen, gökdelen, kardelen, kargadelen, zindandelen

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Delik açmak, delik duruma getirmek

Örnek:

1. Taşın göze dokunmadığını ve bir parmak aşağıda yanağı deldiğini gördü.

1. Taşın göze dokunmadığını ve bir parmak aşağıda yanağı deldiğini gördü.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İncitmek, kırmak


delta

İlgili Kelimeler:

delta kası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yunan alfabesinin dördüncü harfi (D)

2. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Bir ırmağın çatallanarak denize veya göle kavuştuğu yerde oluşan üçgen biçimli ova, çatal ağız


Lisan : Fransızca delta

Telaffuz : de'lta

delta kası
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Omuz başında bulunan üçgen biçimindeki kas


dem

İlgili Kelimeler:

her dem

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen durumu

2. Zaman, çağ

Örnek:

1. Âdem'den bu deme neslim getirdi / Bana türlü türlü meyve yetirdi

1. Âdem'den bu deme neslim getirdi / Bana türlü türlü meyve yetirdi

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Pişirilen yemeklerin yenecek kıvamda olması

4. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Soluk, nefes

5. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , İçki

6. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Koku


Lisan : Farsça dem

dem

İlgili Kelimeler:

deveranıdem

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kan


Lisan : Arapça dem

dem çekmek
Anlamı:

1. kuşlar uzun ve güzel ezgiler çıkarmak

Örnek:

1. Akasya dallarında bir tek bülbül uzun uzun dem çekiyor.

1. Akasya dallarında bir tek bülbül uzun uzun dem çekiyor.

2. şaka yollu , şaka yollu , şaka yollu , şaka yollu , içki içmek


dem dökmek
Anlamı:

1. kadınlar aybaşında kan yitirmek


dem tutmak
Anlamı:

1. bir çalgıya başka bir çalgı veya sesle eşlik etmek

Örnek:

1. Dinî seslere şarkı, çalgı sesleri cevap verir, onlara âdeta dem tutardı.

1. Dinî seslere şarkı, çalgı sesleri cevap verir, onlara âdeta dem tutardı.


dem vurmak
Anlamı:

1. bir şeyden söz etmek, konu açmak

Örnek:

1. Benim gibi kurak çölde yaşayanların şiirden, hünerden dem vurmaları nasıl mümkün olur?

1. Benim gibi kurak çölde yaşayanların şiirden, hünerden dem vurmaları nasıl mümkün olur?


demagog
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Laf cambazı

Örnek:

1. Demagog, kelime oyunu içinde hakikati güme götüren bir hokkabazdır.

1. Demagog, kelime oyunu içinde hakikati güme götüren bir hokkabazdır.


Lisan : Fransızca démagogue

demagogluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Demagog olma durumu


demagoji
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Laf cambazlığı

Örnek:

1. Çünkü halklar artık demagojiden hoşlanmamakta, demagogların maskelerini aşağıya indirip yolundan atmaktadır.

1. Çünkü halklar artık demagojiden hoşlanmamakta, demagogların maskelerini aşağıya indirip yolundan atmaktadır.


Lisan : Fransızca démagogie

demagoji yapmak
Anlamı:

1. laf cambazlığı yapmak


demagojik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Laf cambazlığı ile ilgili

Örnek:

1. Türlü demagojik hareketlerle bir külah kapmaya çalışacaklardı.

1. Türlü demagojik hareketlerle bir külah kapmaya çalışacaklardı.


Lisan : Fransızca démagogique

demarke
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , spor , spor , sıfat , sıfat , spor , spor , Sıyrılmış, boşta kalmış


Lisan : Fransızca demarké

demarke olmak
Anlamı:

1. sıyrılmak, boşta kalmak


dembedem
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Zaman zaman


Lisan : Farsça dembedem

Telaffuz : de'mbedem

demci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sarhoş

Örnek:

1. Sonunda demci sızarak iyice kendinden geçer, silkeleyerek zor kendine gelir.

1. Sonunda demci sızarak iyice kendinden geçer, silkeleyerek zor kendine gelir.


deme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Demek işi

Örnek:

1. Çoğumuz hâlâ yazarım demeye çekiniriz.

1. Çoğumuz hâlâ yazarım demeye çekiniriz.

2. Anlam

Örnek:

1. Bu söz ne demeye gelir?

1. Bu söz ne demeye gelir?

3. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Halk edebiyatında şiir

4. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Genellikle Alevi şairlerin tarikatlarıyla ilgili konuları işleyen şiirlerine, kendilerince verilen ad

5. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Ağıt

6. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Atasözü


deme gitsin
Anlamı:

1. `anlatılması güç, anlatılamaz` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Öyle sevindim ki deme gitsin.

1. Öyle sevindim ki deme gitsin.