92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Delikler, girintiler oluşmak
1. O merdivenlerin taşları ... basa basa çukur kavislerle âdeta esneyen bir tahta gibi eğilmiş, sünger gibi delikleşmişlerdi.
1. O merdivenlerin taşları ... basa basa çukur kavislerle âdeta esneyen bir tahta gibi eğilmiş, sünger gibi delikleşmişlerdi.
delikli demir
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Deliği veya delikleri olan
1. Sokaklarda delikli Mihaliç peynirinden nane suyuna kadar ne görse alıyordu.
1. Sokaklarda delikli Mihaliç peynirinden nane suyuna kadar ne görse alıyordu.
2. isim , isim , isim , isim , Bir tür olta iğnesi
3. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kevgir
4. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Deliklerle kaplı esnek doku şeridi
1. `az çok işe yarayan her şeyin isteklisi bulunur` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Tüfek
1. Yiğitlik, delikli demirin çıkışından sonra mı hapı yuttu? Yoksa insanların akıllılaşmasıyla nasıl olsa hapı yutacaktı da, delikli demirin çıkışı bir vesile mi oldu?
1. Yiğitlik, delikli demirin çıkışından sonra mı hapı yuttu? Yoksa insanların akıllılaşmasıyla nasıl olsa hapı yutacaktı da, delikli demirin çıkışı bir vesile mi oldu?
tek delikliler
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Delikli ve sert bir kabukla kaplı bir hücreli hayvanlar takımı
1. isim , isim , isim , isim , Derin uyku
1. Soğuk bir duş, sonra da deliksiz bir uyku!
1. Soğuk bir duş, sonra da deliksiz bir uyku!
1. isim , isim , isim , isim , İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare
1. Milletlerin hürriyet için yaptıkları fedakârlıklardan canlı deliller gösteriyordu.
1. Milletlerin hürriyet için yaptıkları fedakârlıklardan canlı deliller gösteriyordu.
2. hukuk , hukuk , mantık , mantık , hukuk , hukuk , mantık , mantık , Kanıt
1. Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bırakıldı.
1. Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bırakıldı.
3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , (deli:li) Kılavuz, rehber
Lisan : Arapça delīl
1. isim , isim , isim , isim , Deli olma durumu, cinnet
1. Bir delilik, bir çılgınlık, bir hoppalıktır gidiyor.
1. Bir delilik, bir çılgınlık, bir hoppalıktır gidiyor.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Delili olmayan
1. Tamahkâr ve yiyici bir adam olduğunu söylemek isteyenler delilsiz kalırdı.
1. Tamahkâr ve yiyici bir adam olduğunu söylemek isteyenler delilsiz kalırdı.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Delice
1. Komşunun delimsirek kahkahası gecenin dibinde asılmış kalmıştı.
1. Komşunun delimsirek kahkahası gecenin dibinde asılmış kalmıştı.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Delinme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. kötülük yapabilecek bir kimsenin davranışlarını kolaylaştırmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak veya ansızın delinmek
Telaffuz : delini'vermek