92406 kayıt bulundu.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Danışma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. `bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden gelir; sormayan ise güçlükler içinde yuvarlanır gider` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Olmayan bir durumu varmış gibi göstermek veya olduğundan başka anlatmak için önceden yapılan anlaşma, muvazaa
danışıklı dövüş
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerçekte olmadığı hâlde bir anlaşma sonunda öyle gösterilen, muvazaalı
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Başkalarını aldatmak veya atlatmak için önceden yapılmış gizli anlaşmaya dayanan davranış, şike
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Danışılma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. sıfat , sıfat , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , sıfat , sıfat , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Âlâ
1. Fransa'da bu kabîl gazetelerin daniskası mevcuttur.
1. Fransa'da bu kabîl gazetelerin daniskası mevcuttur.
Lisan : (Danzig şehrinin adından)
Telaffuz : dani'ska
danışma bürosu, danışma meclisi
1. isim , isim , isim , isim , Danışmak işi, müşavere, istişare, müzakere, meşveret
1. Bu civarda her kim ki başı sıkışır, ona danışmaya gelir.
1. Bu civarda her kim ki başı sıkışır, ona danışmaya gelir.
2. Danışılan yer, müracaat, enformasyon
1. Aşağıdaki kapıcı soruyor, danışmadaki şişman kız soruyor.
1. Aşağıdaki kapıcı soruyor, danışmadaki şişman kız soruyor.
1. isim , isim , isim , isim , Bazı kuruluşların işleriyle ilgili olarak sorulacak soruları cevaplamak üzere açılmış büro
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , 1982 Anayasasını hazırlayan ve Kurucu Meclisi oluşturan organlardan biri
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir iş için bilgi veya yol sormak, görüş almak, istişare etmek, müracaat etmek, meşveret etmek
1. Doktor, bugün size ben asıl başka mesele danışmak için geldim.
1. Doktor, bugün size ben asıl başka mesele danışmak için geldim.
basın danışmanı, başdanışman, sanat danışmanı
1. isim , isim , isim , isim , Bilgi ve düşüncesi alınmak için kendisine danışılan görevli kimse, müşavir
başdanışmanlık, basın danışmanlığı, sanat danışmanlığı
1. isim , isim , isim , isim , Danışmanın yaptığı görev, müşavirlik
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Tanzimattan önce, kadıların yanında yetişmek üzere görevlendirilen kimse
2. Sahn Medreselerinde oda sahibi olabilen öğrenci
3. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Bilgili
Lisan : Farsça dānişmend
Telaffuz : da:nişment
1. isim , isim , isim , isim , `Bir olay sebebiyle birden ayılmak, doğruyu anlamak` anlamında dank etmek veya dank demek birleşik fiillerinde kullanılır
dans salonu, buz dansı, göbek dansı, İspanyol dansı, lambada dansı
1. isim , isim , isim , isim , Müzik temposuna uyularak yapılan ve estetik değer taşıyan düzenli vücut hareketleri, raks
1. Herkesin içinde dans öğrenmem şık olur.
1. Herkesin içinde dans öğrenmem şık olur.
Lisan : Fransızca danse
1. müzik temposuna uyarak estetik değer taşıyan vücut hareketleri yapmak
1. O andan sonra gecenin birine kadar dans ediyoruz.
1. O andan sonra gecenin birine kadar dans ediyoruz.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , tutarlı davranmamak