Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ahmakça
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Biraz ahmak

Örnek:

1. O vakte kadar Necmiye'ye bir şey söylememek pek ayıp ve ahmakça bir hareket olacaktı.

1. O vakte kadar Necmiye'ye bir şey söylememek pek ayıp ve ahmakça bir hareket olacaktı.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (ahma'kça) Ahmağa yakışır bir biçimde, aptalca, angutça

Örnek:

1. İnsanoğlunu bu kadar ahmakça aldatmak için insanın kendisi ne olmalıdır?

1. İnsanoğlunu bu kadar ahmakça aldatmak için insanın kendisi ne olmalıdır?


ahmakıslatan
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yavaş yavaş ve ince ince yağan yağmur, çisenti

Örnek:

1. Ahmakıslatan hâlâ kesilmiyor.

1. Ahmakıslatan hâlâ kesilmiyor.


Telaffuz : ahma'kıslatan

ahmaklaşabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ahmaklaşabilmek işi


ahmaklaşabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ahmaklaşma ihtimali bulunmak


ahmaklaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aptallaşma


ahmaklaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aptallaşmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir an için şaşalayıp bocalamak


ahmaklaştırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ahmaklaştırabilmek işi


ahmaklaştırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ahmaklaştırma ihtimali bulunmak

2. Ahmaklaştırma becerisi bulunmak


ahmaklaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aptallaştırma


ahmaklaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Aptallaştırmak


ahmaklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zekâsı az gelişmiş olma durumu, budalalık, anlayışsızlık, akılsızlık

Örnek:

1. Nerede zekâ umarsak orada ahmaklıkla karşılaşırız.

1. Nerede zekâ umarsak orada ahmaklıkla karşılaşırız.


Ahmetli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Manisa iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ahme'tli

ahraz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Dilsiz (kimse)

2. Sağır ve dilsiz (kimse)


Lisan : Arapça aḫres

ahrazlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ahraz olma durumu


ahret kardeşi
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kan bağı olmaksızın birbirlerini manevi olarak kardeş sayan kimselerden her biri


ahret kardeşliği
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ahret kardeşi olma durumu


ahretlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ahret kardeşi olan kadınlardan her biri

Örnek:

1. Yerine oturmadı, ahretlik teyzenin getirdiği çayı da ayakta içiyordu.

1. Yerine oturmadı, ahretlik teyzenin getirdiği çayı da ayakta içiyordu.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Öbür dünyada karşılığı görüleceğine inanarak yapılan (iş veya iyilik)

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Besleme kız, beslek


ahşa
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , Bağır


Lisan : Arapça aḫşā

Telaffuz : ahşa:

ahşap
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ağaçtan, tahtadan yapılmış

Örnek:

1. Hani bazı ahşap evler vardır, üstüne beton püskürtülür.

1. Hani bazı ahşap evler vardır, üstüne beton püskürtülür.

2. isim , isim , isim , isim , Ağaçtan, tahtadan yapılmış nesne


Lisan : Arapça aḫşāb

ahtapot

İlgili Kelimeler:

Çingene ahtapotu

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kafadan bacaklılardan, dokunaçlı bir tür mürekkep balığı (Octopus)

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Genellikle burun zarı üzerinde çıkan bir ur türü, polip

Örnek:

1. Genzinde de herhâlde ahtapot olacaktı ki boynunu uzatıp derin derin nefes alırdı.

1. Genzinde de herhâlde ahtapot olacaktı ki boynunu uzatıp derin derin nefes alırdı.


Lisan : Rumca

ahtapot gibi
Anlamı:

1. sırnaşık, yapışkan (kimse)

2. sömürmek amacıyla birçok işe, konuya el atan (kimse)


ahu

İlgili Kelimeler:

ahududu, ahu gözlü, ahu parçası

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Ceylan

2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Güzel, ince, zarif (kadın)


Lisan : Farsça āhū

Telaffuz : a:hu

ahu gibi
Anlamı:

1. çok güzel, çekici


ahu gözlü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Gözleri çok güzel olan (kadın)


ahu parçası
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Çok güzel, çekici (kadın)

Örnek:

1. Benim gibi bir ahu parçası doğuran anaya da aşk olsun.

1. Benim gibi bir ahu parçası doğuran anaya da aşk olsun.