Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
çıkarsama
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Bir önermeden, düşünce yoluyla bir başka önermeye geçme işi, istihraç


çıkarsever
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çıkarcı


Telaffuz : çıka'rsever

çıkarseverlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkarcılık


çıkartabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkartabilmek işi

Örnek:

1. Sonrasında olanlara gelince, onları aklımdan tamamen çıkartabilmeyi tercih ederdim.

1. Sonrasında olanlara gelince, onları aklımdan tamamen çıkartabilmeyi tercih ederdim.


çıkartabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -den , -den , -e , -e , -den , -den , Çıkartma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Size bir fenalık edebilir, sizi işinizden attırır, vekâlet emrine alır, vakitsiz emekliye çıkartabilir.

1. Size bir fenalık edebilir, sizi işinizden attırır, vekâlet emrine alır, vakitsiz emekliye çıkartabilir.

2. Çıkartmaya gücü yetmek


çıkartı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boşaltım ile vücuttan dışarı çıkan madde, ıtrah maddesi


çıkartılabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkartılabilmek işi


çıkartılabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , Çıkartılma ihtimali veya imkânı bulunmak


çıkartılış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkartılma işi


çıkartılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkartılmak işi


çıkartılmak fiil
Anlamı:

1. -den , -den , -den , -den , Çıkartma işi yapılmak


çıkartış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkartma işi


çıkartıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkartıvermek işi


çıkartıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak veya ansızın çıkarmak


Telaffuz : çıkartı'vermek

çıkartma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkartmak işi

Örnek:

1. Baban nüfus kâğıdını çıkartmayı savsaklamış.

1. Baban nüfus kâğıdını çıkartmayı savsaklamış.

2. Özel olarak hazırlanıp bir yere yapıştırılan zamklı desen, resim veya yazı

Örnek:

1. Yonca'nın elindeki kâğıt parçasında, yeşilli, sarılı, kırmızılı bir kelebek çıkartması var.

1. Yonca'nın elindeki kâğıt parçasında, yeşilli, sarılı, kırmızılı bir kelebek çıkartması var.


çıkartmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çıkartma işini yapmak

Örnek:

1. Bu adam bir senedir buraların resmini çıkartıyor.

1. Bu adam bir senedir buraların resmini çıkartıyor.


çıkarttırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkarttırmak işi


çıkarttırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çıkartma işini yaptırmak


çıkayazma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkayazmak işi


çıkayazmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çıkacak gibi olmak


Telaffuz : çıka'yazmak

cikcik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Beyaz kum midyesi

2. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , Acemi, bir işe yeni başlayan


çıkı

İlgili Kelimeler:

kirli çıkı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkın

Örnek:

1. Düğünün hamamı benden. Çerezi, çıkısı hepsi benden.

1. Düğünün hamamı benden. Çerezi, çıkısı hepsi benden.


çıkık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kemik veya organın yerinden çıkmış olması

Örnek:

1. Kolunda çıkık var.

1. Kolunda çıkık var.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yerinden çıkmış (kemik veya organ)

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çıkıntısı olan

Örnek:

1. Bu adam, elli beş, altmış yaşlarında, boynu biraz yana çarpılmış, çıkık alınlı, çökük yanaklı, kara kuru bir ihtiyardı.

1. Bu adam, elli beş, altmış yaşlarında, boynu biraz yana çarpılmış, çıkık alınlı, çökük yanaklı, kara kuru bir ihtiyardı.


çıkıkçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkıkları düzelten kimse

Örnek:

1. Erkekler günlerce çıkıkçıların, kırıkçıların kapısını aşındırdı.

1. Erkekler günlerce çıkıkçıların, kırıkçıların kapısını aşındırdı.


çıkıkçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkıkçının yaptığı iş