Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
çıkış hakemi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yarışa başlama işaretini veren görevli


çıkış işlemi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konaklama yerlerinden ayrılırken yapılan işlem


çıkış kapısı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapılarda dışarı çıkmayı sağlayan kapı


çıkış noktası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeye başlanılan yer

Örnek:

1. Çıkış noktanız hatalı.

1. Çıkış noktanız hatalı.


çıkış özeti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hastanın hastanede yatışı sırasında yapılan muayene ve inceleme bulguları ile tedavi ve hastalığın seyrini gösteren özet bilgi


çıkış takozu
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Kısa mesafeli hız koşularında, sporcuların dizlerini yere dayadıktan sonra ayaklarını bastırıp itme gücü sağlamak ve hız kazanmak amacıyla kullandıkları özel araç


çıkış tüneli
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Soyunma odalarından sahaya güven içinde giriş çıkışı sağlayan kapalı geçit

Örnek:

1. Polisler, fotoğrafçılar çıkış tüneline doğru birikirler.

1. Polisler, fotoğrafçılar çıkış tüneline doğru birikirler.


çıkış vermek
Anlamı:

1. belge düzenleyip işine son vermek


çıkış yapmak
Anlamı:

1. bir tartışmada, karşı düşüncede olanları alt etmek için sert davranışta bulunmak

2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , uçak herhangi bir görevle havalanmak


çıkış yeri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir yerden çıkmak için kullanılan nokta

Örnek:

1. Biz, yolun üstünde, kasabanın çıkış yerinde boş bir handa otururduk.

1. Biz, yolun üstünde, kasabanın çıkış yerinde boş bir handa otururduk.

2. spor , spor , spor , spor , Yarışa başlama noktası


çıkış yolu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çözüm

Örnek:

1. Türkiye çıkış yollarını da yükseliş hızını da bulmuştu.

1. Türkiye çıkış yollarını da yükseliş hızını da bulmuştu.


çıkışabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkışabilmek işi


çıkışabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Çıkışma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Çıkışma becerisi bulunmak


çıkışamamak
Anlamı:

1. boy ölçüşememek, eşit derecede olmamak

Örnek:

1. Çene yarıştırmada ben seninle çıkışamam.

1. Çene yarıştırmada ben seninle çıkışamam.


çıkışlı

İlgili Kelimeler:

inişli çıkışlı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belli bir okulu veya öğrenim kademesini bitirmiş olan, mezun

Örnek:

1. Okulun 1930 yılı çıkışlıları toplandı.

1. Okulun 1930 yılı çıkışlıları toplandı.


çıkışma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkışmak işi

Örnek:

1. Nedense ona açıktan açığa çıkışmaya cesaret edemiyordu.

1. Nedense ona açıktan açığa çıkışmaya cesaret edemiyordu.


çıkışmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Bir kimseye hoşa gitmeyen bir davranışından dolayı sert sözler söylemek, azarlamak

Örnek:

1. Ben de ona bile bile sert çıkıştım.

1. Ben de ona bile bile sert çıkıştım.

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yeter olmak, yetmek

Örnek:

1. Param çıkışmadığı için arkadaşımdan borç aldım.

1. Param çıkışmadığı için arkadaşımdan borç aldım.


çıkıştırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkıştırabilmek işi


çıkıştırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çıkıştırma ihtimali veya imkânı bulunmak


çıkıştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkıştırmak işi


çıkıştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyi gereken miktara ulaştırmak

Örnek:

1. Sonunda parayı çıkıştırdım.

1. Sonunda parayı çıkıştırdım.


çıkıt
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkak


çıkıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkıvermek işi

Örnek:

1. Şiirle savaşlarda insanı en üzen taraf, ele geçirdiğimizi sandığımız kesimlerin çok geçmeden elimizden çıkıvermesi, değerini yitirmesidir.

1. Şiirle savaşlarda insanı en üzen taraf, ele geçirdiğimizi sandığımız kesimlerin çok geçmeden elimizden çıkıvermesi, değerini yitirmesidir.


çıkıvermek fiil
Anlamı:

1. -den , -den , -den , -den , Çabucak veya ansızın çıkmak

Örnek:

1. Sonra bir yerden, yaşlı, öksürüklü bir adam çıkıverirdi.

1. Sonra bir yerden, yaşlı, öksürüklü bir adam çıkıverirdi.


Telaffuz : çıkı'vermek

çıkkın
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kabarık, şişkin