92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yalnız kendi çıkarını düşünen, çıkarını kollayan (kimse), çıkarsever, menfaatçi, menfaat düşkünü, menfaatperest, menfaatperver, menfaattar
1. isim , isim , isim , isim , Çıkarcı olma durumu, çıkarseverlik, menfaatçilik, menfaatperestlik, menfaatperverlik, menfaat düşkünlüğü
1. -e , -e , -den , -den , -e , -e , -den , -den , Çıkarılma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. -e , -e , -den , -den , -e , -e , -den , -den , Çabucak çıkarılmak
Telaffuz : çıkarılı'vermek
kispet çıkarılması
1. isim , isim , isim , isim , Çıkarılmak işi
1. Mahallenin huzurunu bozan bu efendinin evden çıkarılması için ahali gıcırtıya başlar.
1. Mahallenin huzurunu bozan bu efendinin evden çıkarılması için ahali gıcırtıya başlar.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çıkarma işine konu olmak
1. Yolun planları, projeleri yapılmış, istimlak emirleri çıkarılmıştı.
1. Yolun planları, projeleri yapılmış, istimlak emirleri çıkarılmıştı.
1. isim , isim , isim , isim , Çıkarma işi
2. mantık , mantık , mantık , mantık , Belli önermelerin kabul edilen veya gerçek olan doğruluklarından, yanlışlıklarından, başka önermelerin kabul edilen veya gerçek olan doğruluklarını, yanlışlıklarını çıkarma, istidlal
1. kendisine yarar sağlayacak bir şeyi veya bir durumu istememek
2. kendisine yarar sağlayacak bir şeyden veya durumdan yararlanmamak
1. -e , -e , -i , -i , -den , -den , -e , -e , -i , -i , -den , -den , Çabucak veya ansızın çıkarmak
Telaffuz : çıkarı'vermek
çıkarma birliği, çıkarma botu, çıkarma gemisi, çıkarma harekâtı, çıkarma işareti, çıkarma yeri, sağ çıkarma
1. isim , isim , isim , isim , Çıkarmak işi, emisyon
1. Yağmazsa yağmasın. Biz onsuz da kışı çıkarmasını biliriz eninde sonunda.
1. Yağmazsa yağmasın. Biz onsuz da kışı çıkarmasını biliriz eninde sonunda.
2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Düşman kıyılarına gemi, bot vb.nden asker indirme, asker çıkarma
3. matematik , matematik , matematik , matematik , Dört işlemden biri, çıkarmak işlemi, tarh
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Deniz kıyısında çıkarma harekâtı yapmak üzere eğitilmiş, özel yapılmış hafif ve küçük teknelerden kurulmuş askerî birlik
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Çıkarma harekâtında kullanılan, çıkarma yerine kadar gemide götürülen özel yapılmış bot
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Çıkarma yapılacak kıyıya asker, araç ve cephane taşımaya yarayan, altı düz küçük deniz aracı
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Düşman işgalinde olan bir kıyıya, güvenli bir köprübaşı kurmak amacıyla düzenlenen ve çeşitli birliklerin görev aldığı askerî harekât
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir konuda kamuoyu oluşturmak veya yandaş toplamak için yoğun faaliyet gösterme
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Çıkarma işlemini gösteren `-` işareti
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Çıkarma hareketinin daha kolay yapılacağı en uygun bölge veya kıyı
1. -den , -den , -den , -den , Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
2. -i , -i , -i , -i , Sonunu getirmek
1. Bu para ile ayı çıkarırız.
1. Bu para ile ayı çıkarırız.
3. -i , -i , -i , -i , Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek
4. -i , -i , -i , -i , Bulmak, ortaya koymak
1. Yalanını çıkarmak. Yanlışını çıkarmak.
1. Yalanını çıkarmak. Yanlışını çıkarmak.
5. -i , -i , -i , -i , Hatırlamak
1. Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım.
1. Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım.
6. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek
1. Öfkesini benden çıkardı.
1. Öfkesini benden çıkardı.
7. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Sağlamak, elde etmek
1. Ekmeğini taştan çıkarmak.
1. Ekmeğini taştan çıkarmak.
8. -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , Gibi göstermek, bir davranış yüklemek
1. Birini hırsız çıkarmak. Suçlu çıkarmak.
1. Birini hırsız çıkarmak. Suçlu çıkarmak.
9. -i , -i , -i , -i , Sindirim yolundan dışarı atmak, kusmak
1. Sonunda dayanamayıp o gece ne yediyse çıkardı.
1. Sonunda dayanamayıp o gece ne yediyse çıkardı.
10. İlgisini keserek uzaklaştırmak
11. -i , -i , -i , -i , Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak
1. İhtiyar hatun, onun ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp çekilip gitmişti.
1. İhtiyar hatun, onun ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp çekilip gitmişti.
12. -i , -i , -i , -i , Yayımlamak
1. Gençlerin tenkitlerini gördü, yeni çıkardıkları edebiyat tarihlerini karıştırdı.
1. Gençlerin tenkitlerini gördü, yeni çıkardıkları edebiyat tarihlerini karıştırdı.
13. -i , -i , -i , -i , Gidermek
1. Lekeyi çıkarmak.
1. Lekeyi çıkarmak.
14. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yapmak, üretmek
1. Bu terzi çok iş çıkarıyor.
1. Bu terzi çok iş çıkarıyor.
15. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Sunmak
1. Konuklara çerez çıkardı.
1. Konuklara çerez çıkardı.
16. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Göstermek
1. Sosyeteye bir ustabaşıyı kocam diye çıkaracaksın.
1. Sosyeteye bir ustabaşıyı kocam diye çıkaracaksın.
17. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Bir müzik parçasını notalarıyla çalmak
1. Yeni öğrendiği bir tangoyu piyanoda tek parmakla çıkarmaya çalışan İlhami...
1. Yeni öğrendiği bir tangoyu piyanoda tek parmakla çıkarmaya çalışan İlhami...
18. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yollamak, göndermek
1. Bir adam çıkarıp oğlunu yanına getirtti.
1. Bir adam çıkarıp oğlunu yanına getirtti.
19. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Boşaltmak
1. Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik.
1. Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik.
20. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Resim yapmak
21. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Fotoğraf çektirmek
22. -i , -i , mecaz , mecaz , -i , -i , mecaz , mecaz , Söylemek
1. Bu dedikoduyu ortaya mutlak bizim arkadaş çıkarmıştır.
1. Bu dedikoduyu ortaya mutlak bizim arkadaş çıkarmıştır.
23. -i , -i , -den , -den , matematik , matematik , -i , -i , -den , -den , matematik , matematik , Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek