1. -den , -den , -den , -den , Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
2. -i , -i , -i , -i , Sonunu getirmek
1. Bu para ile ayı çıkarırız.
1. Bu para ile ayı çıkarırız.
3. -i , -i , -i , -i , Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek
4. -i , -i , -i , -i , Bulmak, ortaya koymak
1. Yalanını çıkarmak. Yanlışını çıkarmak.
1. Yalanını çıkarmak. Yanlışını çıkarmak.
5. -i , -i , -i , -i , Hatırlamak
1. Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım.
1. Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım.
6. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek
1. Öfkesini benden çıkardı.
1. Öfkesini benden çıkardı.
7. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Sağlamak, elde etmek
1. Ekmeğini taştan çıkarmak.
1. Ekmeğini taştan çıkarmak.
8. -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , Gibi göstermek, bir davranış yüklemek
1. Birini hırsız çıkarmak. Suçlu çıkarmak.
1. Birini hırsız çıkarmak. Suçlu çıkarmak.
9. -i , -i , -i , -i , Sindirim yolundan dışarı atmak, kusmak
1. Sonunda dayanamayıp o gece ne yediyse çıkardı.
1. Sonunda dayanamayıp o gece ne yediyse çıkardı.
10. İlgisini keserek uzaklaştırmak
11. -i , -i , -i , -i , Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak
1. İhtiyar hatun, onun ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp çekilip gitmişti.
1. İhtiyar hatun, onun ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp çekilip gitmişti.
12. -i , -i , -i , -i , Yayımlamak
1. Gençlerin tenkitlerini gördü, yeni çıkardıkları edebiyat tarihlerini karıştırdı.
1. Gençlerin tenkitlerini gördü, yeni çıkardıkları edebiyat tarihlerini karıştırdı.
13. -i , -i , -i , -i , Gidermek
1. Lekeyi çıkarmak.
1. Lekeyi çıkarmak.
14. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yapmak, üretmek
1. Bu terzi çok iş çıkarıyor.
1. Bu terzi çok iş çıkarıyor.
15. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Sunmak
1. Konuklara çerez çıkardı.
1. Konuklara çerez çıkardı.
16. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Göstermek
1. Sosyeteye bir ustabaşıyı kocam diye çıkaracaksın.
1. Sosyeteye bir ustabaşıyı kocam diye çıkaracaksın.
17. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Bir müzik parçasını notalarıyla çalmak
1. Yeni öğrendiği bir tangoyu piyanoda tek parmakla çıkarmaya çalışan İlhami...
1. Yeni öğrendiği bir tangoyu piyanoda tek parmakla çıkarmaya çalışan İlhami...
18. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yollamak, göndermek
1. Bir adam çıkarıp oğlunu yanına getirtti.
1. Bir adam çıkarıp oğlunu yanına getirtti.
19. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Boşaltmak
1. Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik.
1. Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik.
20. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Resim yapmak
21. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Fotoğraf çektirmek
22. -i , -i , mecaz , mecaz , -i , -i , mecaz , mecaz , Söylemek
1. Bu dedikoduyu ortaya mutlak bizim arkadaş çıkarmıştır.
1. Bu dedikoduyu ortaya mutlak bizim arkadaş çıkarmıştır.
23. -i , -i , -den , -den , matematik , matematik , -i , -i , -den , -den , matematik , matematik , Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek