92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -i , -i , Çiğnetme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Çiğnetmeye gücü yetmek
1. -i , -i , -i , -i , Çiğneme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Çiğnemeye gücü yetmek
1. -i , -i , -i , -i , Çabucak veya ansızın çiğnemek
1. Dünya bu, bir gün sizin de dalgınlığınıza geliverir ve bir mahalle çocuğunun zıpzıpını ayağınızla çiğneyiverirsiniz.
1. Dünya bu, bir gün sizin de dalgınlığınıza geliverir ve bir mahalle çocuğunun zıpzıpını ayağınızla çiğneyiverirsiniz.
Telaffuz : çiğneyi'vermek
1. isim , isim , isim , isim , Karda kürekle, dallarla açılan dar yol
2. Bir tür çalılık
1. İzleri takip ettiler, Çadırtepe'ye doğru çığralık içinde kayboldular.
1. İzleri takip ettiler, Çadırtepe'ye doğru çığralık içinde kayboldular.
allameicihan, iki cihan
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Evren
1. Yunus gibi yüzü kara, cihana gelmiş var mıdır?
1. Yunus gibi yüzü kara, cihana gelmiş var mıdır?
2. Dünya
1. Yurtta sulh, cihanda sulh.
1. Yurtta sulh, cihanda sulh.
Lisan : Farsça cihān
Telaffuz : ciha:nı
1. isim , isim , isim , isim , Konya iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : ciha'nbeyli
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Dünyanın büyük bir bölümünü eline geçiren kimse
1. Bu yeryüzünden nice cihangirler geçip gitmiştir.
1. Bu yeryüzünden nice cihangirler geçip gitmiştir.
Lisan : Farsça cihāngīr
Telaffuz : cihangi:ri
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Cihangire yakışır bir biçimde
Lisan : Farsça cihāngīrāne
Telaffuz : cihangira:ne
1. isim , isim , isim , isim , Cihangir olma durumu
1. Bu aşılmaz sınırların ötesinde, cihangirlik arzularını kamçılayacak ülkeler yoktu.
1. Bu aşılmaz sınırların ötesinde, cihangirlik arzularını kamçılayacak ülkeler yoktu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Her yanı görmeye elverişli, camlı çatı katı veya taraça, kule
2. Dünya haritası
Lisan : Farsça cihānnumā
Telaffuz : ciha'nnüma:
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Dünyayı tanımış, her şeyi yerli yerinde bilen (kimse)
1. Hemşirem, bilmem tanır mısınız, cihanşinas bir kadındır.
1. Hemşirem, bilmem tanır mısınız, cihanşinas bir kadındır.
Lisan : Farsça cihānşinās
Telaffuz : ciha'nşinas
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Evrensel
1. Böyle bir tarih ister istemez cihanşümul olacak yani insan toplumları hakkında bilinebilen her şeyi kucaklayacak.
1. Böyle bir tarih ister istemez cihanşümul olacak yani insan toplumları hakkında bilinebilen her şeyi kucaklayacak.
Lisan : Farsça cihān + Arapça şumūl
Telaffuz : ciha'nşümul, l ince okunur
ciharıdü, ciharıse, ciharıyek, dörtcihar, şeşcihar
1. isim , isim , isim , isim , Tavla oyununda dört sayısı
Lisan : Farsça çehār
Telaffuz : ciha:rı