Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ciğeri yanmak
Anlamı:

1. çok acı ve sıkıntı çekmek, büyük bir acıya uğramak, yüreği yanmak


ciğerimin köşesi
Anlamı:

1. çok sevdiğim

Örnek:

1. Oturmuş kumar oynar / Ah ciğerimin köşesi

1. Oturmuş kumar oynar / Ah ciğerimin köşesi

2. çok sevgili evladım


ciğerine işlemek
Anlamı:

1. kötü söz, kötü davranış çok dokunmak, etkilemek

2. kötü koku rahatsız etmek

Örnek:

1. Tezek kokusu burnumun direğini kırmış, ciğerime işlemişti.

1. Tezek kokusu burnumun direğini kırmış, ciğerime işlemişti.


Ön Takı : (birinin)

ciğerine oturmak
Anlamı:

1. masraf çok ağır gelmek


ciğerini delmek (veya delip geçmek)
Anlamı:

1. acıklı bir durum, kişiye dayanılmaz bir üzüntü vermek


ciğerini okumak
Anlamı:

1. onun aklından geçenleri, gizli düşüncelerini bilmek

Örnek:

1. Mademki her baktığı insanın ciğerini dahi okuyordu, nasıl olup da etrafını saran mideci dalkavukların ikiyüzlülüğünü anlayamıyordu.

1. Mademki her baktığı insanın ciğerini dahi okuyordu, nasıl olup da etrafını saran mideci dalkavukların ikiyüzlülüğünü anlayamıyordu.


ciğerini sökmek
Anlamı:

1. bir kimseyi çok büyük zararlara uğratmak


ciğerini yakmak
Anlamı:

1. bir kimseye büyük bir acı çektirmek


ciğerinin içini bilmek
Anlamı:

1. birini çok yakından tanımak, her türlü düşüncesini bilmek

Örnek:

1. Ben böylelerinin ciğerinin içini bilirim, dedi.

1. Ben böylelerinin ciğerinin içini bilirim, dedi.


ciğerleri bayram etmek
Anlamı:

1. her zamankinden daha iyi cins sigara içmek

2. temiz havaya çıkmak


ciğerpare
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Çok sevilen kimse

Örnek:

1. Ciğerparesi, bir tanesi içeride alevler içinde can verirken Fasarya buna seyirci mi kalacak?

1. Ciğerparesi, bir tanesi içeride alevler içinde can verirken Fasarya buna seyirci mi kalacak?


Lisan : Farsça ciger + pāre

Telaffuz : ciğe'rpa:re

Çiğil
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Eski Türk boylarından biri


Özel: Evet

çığıltı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çığlıkla karışık sesin adı


çiğin
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Omuz


çiğindirik
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , İki ucuna su kabı, yoğurt tablası vb. taşınacak şeyler asılarak omza alınan ağaç, omuzluk


çığır
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çığın kar üzerinde açtığı iz

2. Patika

3. İz

Örnek:

1. Sabanın sapına çalımlı çalımlı sarılarak kuvvetli demirin açtığı çığır üzerinde ağır adımlarla yürümekteydi.

1. Sabanın sapına çalımlı çalımlı sarılarak kuvvetli demirin açtığı çığır üzerinde ağır adımlarla yürümekteydi.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yeni bir biçim, yöntem veya yol

Örnek:

1. Edebiyatımızda büyük bir çığırın ilk ve güçlü öncüsü olan bu hikâyeler...

1. Edebiyatımızda büyük bir çığırın ilk ve güçlü öncüsü olan bu hikâyeler...


çığır açmak
Anlamı:

1. bir alanda yeni bir yol, yöntem başlatmak

Örnek:

1. Hepsi birden Atatürk'ün açmakta olduğu bir çığırda çalışıyorlardı.

1. Hepsi birden Atatürk'ün açmakta olduğu bir çığırda çalışıyorlardı.


çığırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çığırabilmek işi


çığırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çığırma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Çığırma becerisi bulunmak


çığırış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çığırma işi


çığırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çığırmak işi


çığırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Çağırmak, seslenmek


çığırtı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çığırma sesi


çığırtkan
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağırtkan

2. Bir olayı, bir haberi yüksek sesle çevreye duyuran kimse

Örnek:

1. Haberini böyle fısıl fısıl anlatmaz, gümbür gümbür yayar çığırtkan dediğin.

1. Haberini böyle fısıl fısıl anlatmaz, gümbür gümbür yayar çığırtkan dediğin.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çıkarı olduğu için birini övüp koruyan kimse


çığırtkanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çığırtkanın yaptığı iş

Örnek:

1. Ben sürekli bir afacanlıkla ve çığırtkanlıkla koşuşup duruyordum.

1. Ben sürekli bir afacanlıkla ve çığırtkanlıkla koşuşup duruyordum.