92406 kayıt bulundu.
1. yanlış, haksız veya suçlayıcı bir ifade dolayısıyla karşı tarafın iddialara cevap verme durumu belirmek
1. isim , isim , isim , isim , Sınavlarda sorulan soruların cevaplarının bulunduğu kâğıt
1. karşılık olarak bildirmek veya söylemek
1. Gözünü yaptığı işten ayırmadan kısık sesle cevap verdi.
1. Gözünü yaptığı işten ayırmadan kısık sesle cevap verdi.
2. gereksinimi karşılamak
1. Keban Barajı, Doğu Anadolu'nun elektrik ve su sorununa büyük ölçüde cevap vermiştir.
1. Keban Barajı, Doğu Anadolu'nun elektrik ve su sorununa büyük ölçüde cevap vermiştir.
3. iyi sonuç vermek, iyi sonuç alınmak
1. İlaç cevap vermedi.
1. İlaç cevap vermedi.
1. -i , -i , -i , -i , Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya karşılık vermek, yanıtlamak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şeyin cevabı, karşılığı verilmek, yanıtlandırılmak
1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin cevabını, karşılığını vermek, yanıtlandırmak
1. Mustafa Kemal Paşa, bu isteği ilk önce şakaya alarak şöyle cevaplandırmıştı.
1. Mustafa Kemal Paşa, bu isteği ilk önce şakaya alarak şöyle cevaplandırmıştı.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Cevaplama işi yapılmak, yanıtlanmak
1. -i , -i , -i , -i , Cevaplama ihtimali veya imkânı bulunmak, yanıtlayabilmek
2. Cevaplamaya gücü yetmek
cevaplı telgraf
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde cevap bulunan, yanıtlı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Cevabının ücreti, bir şey sorup cevap almak için telgraf gönderen kimse tarafından önceden ödenmiş olan telgraf türü
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Cevabı verilmemiş, karşılıksız, yanıtsız
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Cevabı verilmemiş, karşılıksız, yanıtsız olarak
1. karşılığında herhangi bir cevap vermemek, bir tepki göstermemek
1. O yüzden, seni ödüllendirmek için sorunu cevapsız bırakmayacağım.
1. O yüzden, seni ödüllendirmek için sorunu cevapsız bırakmayacağım.
1. cevap alınamamak
1. Suallerim cevapsız kaldı.
1. Suallerim cevapsız kaldı.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İzin, müsaade
Lisan : Arapça cevāz
Telaffuz : ceva:zı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Dolaşma, dolanma, gezinme, gezinti
1. Atlarla, arabalarla yapılan bu cevelan, Tünel meydanından Şişli'ye değin uzanır.
1. Atlarla, arabalarla yapılan bu cevelan, Tünel meydanından Şişli'ye değin uzanır.
Lisan : Arapça cevelān
Telaffuz : cevela:nı, l ince okunur