92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Çetin olma durumu, sertlik
1. İşin çetinliği devam ve alışma sayesinde hissedilmez olur.
1. İşin çetinliği devam ve alışma sayesinde hissedilmez olur.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Karışıklığı dolayısıyla, anlaşılması veya sonuca bağlanması güç
1. Çetrefil siyasete aklım ermez.
1. Çetrefil siyasete aklım ermez.
2. Yapı ve ses kurallarına aykırı kullanılan (dil)
1. Onun çetrefil bir dili var.
1. Onun çetrefil bir dili var.
3. Sarp, engelli ve engebeli (yer)
1. Bu engebeli, orasından burasından kayalıklı sel yataklarıyla kesilmiş çetrefil arazide, yönlerini bulmalarını kolaylaştıracak bir harita...
1. Bu engebeli, orasından burasından kayalıklı sel yataklarıyla kesilmiş çetrefil arazide, yönlerini bulmalarını kolaylaştıracak bir harita...
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çetrefilleşme ihtimali bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çetrefil duruma gelmek
1. Durum çetrefilleşiyor belki her şeyi yeni baştan düşünmem icap edecek.
1. Durum çetrefilleşiyor belki her şeyi yeni baştan düşünmem icap edecek.
1. isim , isim , isim , isim , Çetrefil olma durumu
1. Hiddetlendiği zamanlar çetrefilliği bir kat daha belli olurdu.
1. Hiddetlendiği zamanlar çetrefilliği bir kat daha belli olurdu.
borsa cetveli, çarpım cetveli, hazırun cetveli, hesap cetveli, kerrat cetveli, puan cetveli, T cetveli
1. isim , isim , isim , isim , Doğru çizgileri çizmeye yarayan, dereceli veya derecesiz, tahtadan, plastikten, madenden yapılmış araç, çizgilik
2. Liste, çizelge
1. O, masanın üzerinden kaptığı cetvele üç tane sıfırı yapıştırmıştı.
1. O, masanın üzerinden kaptığı cetvele üç tane sıfırı yapıştırmıştı.
Lisan : Arapça cedvel
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Cevap olarak, karşılık olarak
Lisan : Arapça cevāben
Telaffuz : ceva:ben
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Cevap niteliğinde olan
1. Cevabi nota, cevabi yazı.
1. Cevabi nota, cevabi yazı.
Lisan : Arapça cevābī
Telaffuz : ceva:bi:
1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , kesin, ters ve karşısındakinin beklemediği bir karşılık vermek
1. Usta hemen cevabı yapıştırmıştı.
1. Usta hemen cevabı yapıştırmıştı.
1. isim , isim , isim , isim , Elmas, yakut vb. değerli taşlar, mücevher
1. Bunların bazısının cevahirle süslenmiş mineli kapakları bulunur.
1. Bunların bazısının cevahirle süslenmiş mineli kapakları bulunur.
Lisan : Arapça cevāhir
Telaffuz : ceva:hir
1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , cevher yumurtlamak
cevap anahtarı, cevap hakkı, cevap kâğıdı, hazırcevap, peşin cevap, sudan cevap
1. isim , isim , isim , isim , Bir soruya, bir isteğe, bir söz, bir davranış veya yazıya verilen karşılık, yanıt
1. Çocuklara verecek cevabı her zaman vardı.
1. Çocuklara verecek cevabı her zaman vardı.
Lisan : Arapça cevāb
Telaffuz : ceva:bı
1. isim , isim , isim , isim , Bir kimsenin şahsıyla ilgili genellikle basın yayın organlarında çıkan haberlere karşılık olarak düzeltme veya cevap verme hakkı, yanıt hakkı