92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çeşitlenme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çeşitli duruma gelmek
2. Çeşidi artmak
envaiçeşitli
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çeşidi çok olan, türlü, mütenevvi
1. Duvar, çeşitli küçük kâğıtlara basılmış resimlerle kaplıydı.
1. Duvar, çeşitli küçük kâğıtlara basılmış resimlerle kaplıydı.
1. isim , isim , isim , isim , Çeşidi çok olma durumu, izge, yelpaze, tenevvü, spektrum
1. Onun gülüşünü ve gülüşlerindeki mana çeşitliliğini bilmesi gereken ve bildiğini sandığı üç beş kişiden biri.
1. Onun gülüşünü ve gülüşlerindeki mana çeşitliliğini bilmesi gereken ve bildiğini sandığı üç beş kişiden biri.
çeşme başı, kuru çeşme
1. isim , isim , isim , isim , Genellikle yol kenarlarında herkesin yararlanması için yapılan, borularla gelen suyun bir oluktan veya musluktan aktığı, yalaklı su hazinesi veya yapısı, pınar
1. Çeşmeler yaptırdım sular içmeye / Kavlükarar ettim alıp kaçmaya
1. Çeşmeler yaptırdım sular içmeye / Kavlükarar ettim alıp kaçmaya
Lisan : Farsça çeşme
1. isim , isim , isim , isim , İzmir iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : çe'şme
1. isim , isim , isim , isim , Çeşmenin etrafı
1. Yalnız çeşme başında dizleri üstüne çökmüş bir ihtiyar kadın, testisini dolduran genç kızı bekleyerek bize bakıyordu.
1. Yalnız çeşme başında dizleri üstüne çökmüş bir ihtiyar kadın, testisini dolduran genç kızı bekleyerek bize bakıyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Üzeri beyaz, sarmal süsler ve çiçek motifleri ile bezenmiş cam işi
1. Burada çeşmibülbüllerin güzelliğini bilmem nasıl tarif etmeli.
1. Burada çeşmibülbüllerin güzelliğini bilmem nasıl tarif etmeli.
Lisan : Farsça çeşm + bulbul
Telaffuz : çe'şmibülbül
1. isim , isim , isim , isim , Yiyeceğin ve içeceğin tadı, tadımlık
1. Çeşni olsun diye...
1. Çeşni olsun diye...
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Özellik
1. Ben sadece ballar balından birkaç çeşni sunmaya çalıştım.
1. Ben sadece ballar balından birkaç çeşni sunmaya çalıştım.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Farklılık
1. Bu taşçılar topluluğunun tadını, çeşnisini başka hiçbir yerde bulamazlardı.
1. Bu taşçılar topluluğunun tadını, çeşnisini başka hiçbir yerde bulamazlardı.
Lisan : Farsça çāşnī
1. değişik bir katkı yapmak
1. Varlığa yepyeni bir çeşni katan yepyeni bir ulus yaratacağım sizden.
1. Varlığa yepyeni bir çeşni katan yepyeni bir ulus yaratacağım sizden.
çeşnicibaşı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Saraylarda ve büyük konaklarda yemek ve sofra işlerini yöneten kimse
2. Sikkelerin ayarını düzenleyen kimse
3. Tütün veya içkilerin tat ve niteliğini belirleyen kimse
1. isim , isim , isim , isim , Sık sık eş değiştiren erkek
Telaffuz : çeşnici'başı
1. isim , isim , isim , isim , Çeşnilemek işi
1. Ne üslupların ne devirlerin ne de çeşnilemelerin farkında idi.
1. Ne üslupların ne devirlerin ne de çeşnilemelerin farkında idi.