92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin veya yapının ön tarafta bulunan bölümü
1. Başını kaldırarak köşkün karanlık cephesine baktı.
1. Başını kaldırarak köşkün karanlık cephesine baktı.
2. Belli bir düşünce, istek çevresinde sağlanan beraberlik
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yan, yön, taraf
1. Hakikatin binbir cephesi ve başka başka görünüşleri yok mudur?
1. Hakikatin binbir cephesi ve başka başka görünüşleri yok mudur?
4. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Üzerinde savaşın sürdüğü bölge
5. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Farklı ısıdaki iki su kütlesi arasındaki sınır
6. meteoroloji , meteoroloji , meteoroloji , meteoroloji , Yerde veya daha yükseklerde sıklık, sıcaklık bakımından iki ayrı hava yığınının karşılaştıkları yer
Lisan : Arapça cebhe
1. savaş olmayan bir bölgede, savaşa hazırlanmak ve başlamak
1. Avusturyalılara karşı Makedonya'da cephe açarak Selanik'e otuz bin asker çıkardılar.
1. Avusturyalılara karşı Makedonya'da cephe açarak Selanik'e otuz bin asker çıkardılar.
1. hasım durumu takınmak, bir düşünceye karşı olmak, direnmek
1. Çekinmiyor, bizzat imparatora karşı cephe alıyordu.
1. Çekinmiyor, bizzat imparatora karşı cephe alıyordu.
1. dolaşık yollara sapmadan doğrudan doğruya konuyu ele alarak birine karşı çıkmak veya mücadeleyi açıktan açığa yapmak
1. -e , -e , -e , -e , Cephe oluşturmak
1. Gürültüye karşı savaşanlar köpeğe karşı cephelenmişler.
1. Gürültüye karşı savaşanlar köpeğe karşı cephelenmişler.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Farklı düşünce ve istekler çerçevesinde zıt birlikler oluşturmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yönlü, taraflı
1. Tek cepheli edebiyatlara aldanmak istemiyorum.
1. Tek cepheli edebiyatlara aldanmak istemiyorum.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Bahçelerde kullanılan küçük çapa
1. isim , isim , isim , isim , Kolları yırtmaçlı ve uzun, harçla işlenmiş bir tür kısa, yakasız üst giysisi
1. Cepkenini, damalı mintanını çıkarmış, kolalı gömleğine kravatını bağlıyordu.
1. Cepkenini, damalı mintanını çıkarmış, kolalı gömleğine kravatını bağlıyordu.
1. -i , -i , argo , argo , -i , -i , argo , argo , Kazanmak, cebine indirmek
1. Kalkıp cevabını veriyor; bilirse ne âlâ, beş bin kâğıdı cepledi demektir.
1. Kalkıp cevabını veriyor; bilirse ne âlâ, beş bin kâğıdı cepledi demektir.
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri
Özel: Evet
Telaffuz : çe'pni
1. kendi kesesinden, kendi malından ödemek
1. Kâğıt parasını oyuna başlamadan peşinen cepten vereceğiz.
1. Kâğıt parasını oyuna başlamadan peşinen cepten vereceğiz.
cer hocası
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çekme, sürükleyerek götürme
Lisan : Arapça cerr
1. isim , isim , isim , isim , Çalı çırpı kırıntısı
1. Karısı ocağı tutuşturmak için olanca soluğu ile ateşi üflüyordu. Ocaktaki çer çöp yaştı.
1. Karısı ocağı tutuşturmak için olanca soluğu ile ateşi üflüyordu. Ocaktaki çer çöp yaştı.
2. Döküntü, süprüntü
1. Bir sokak köpeği gibi çer çöple geçinir ve geceleri kilisenin yanındaki köpek kulübeleri büyüklüğünde bir barakada yatardı.
1. Bir sokak köpeği gibi çer çöple geçinir ve geceleri kilisenin yanındaki köpek kulübeleri büyüklüğünde bir barakada yatardı.
3. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Bazı çocuk oyunlarında `dikkat` anlamında kullanılan bir uyarma sözü
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Köylerde imamlık veya müezzinlik yaptığı için kendisine para ve erzak verilen medrese öğrencisi
çerağ dinlendirme, çerağ uyandırma
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Mum, kandil, lamba vb. ışık veren araç, çırağ
2. Işık, çırağ
Lisan : Farsça çerāġ
Telaffuz : çera:ğı
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Cem ayinlerinde, güneşin batışıyla yakılan çerağın güneş doğarken parmaklarla söndürülmesi
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Cem ayinlerinde, güneşin batışıyla çerağın yakılması