Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
çekek
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kayık, mavna ve küçük gemilerin karaya çekildikleri yer

Örnek:

1. Çayın taşması evler kadar çekekteki motorlar için de tehlikeliydi.

1. Çayın taşması evler kadar çekekteki motorlar için de tehlikeliydi.


çekel
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Küçük çapa

2. Üvendirenin alt ucunda bulunan, pulluğa yapışan toprağı ayırmaya yarayan demir bölüm


çekeleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekelemek işi


çekelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tekrar tekrar çekmek

Örnek:

1. Deniz yakasından yakalamış, parmaklarını geçirmiş iki yakasına, çekeliyor.

1. Deniz yakasından yakalamış, parmaklarını geçirmiş iki yakasına, çekeliyor.


çekelez
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Sincap


çekem
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Yeşil yapraklı, dikensi, ateşe atıldığında çatırdayarak yanan bir bitki


çekememe
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekememek işi veya durumu


çekememek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çekme işini yapamamak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Katlanamamak

Örnek:

1. Siz bu yolun yükünü çekemezsiniz.

1. Siz bu yolun yükünü çekemezsiniz.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kıskanmak

Örnek:

1. Beni çekemeyen biri bir işler karıştırıyor.

1. Beni çekemeyen biri bir işler karıştırıyor.


çekememezlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekememe durumu veya çekememekten, kıskançlıktan doğan davranış, çekemezlik


çekemez
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıskanç kimse


çekemezlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekememezlik


çeker
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir tartma aletinin kaldırabildiği ağırlık miktarı


Çekerek
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yozgat iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : çeke'reği

ceket
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Erkeklerin ve kadınların giydiği, genellikle önden düğmeli, kalçayı örten, kollu üst giysisi

Örnek:

1. Ceketinin arkasındaki potlar, bugün mutlaka her zamandan çok ensesine binmişti.

1. Ceketinin arkasındaki potlar, bugün mutlaka her zamandan çok ensesine binmişti.


Lisan : Fransızca jaquette

ceketini alıp çıkmak (veya gitmek)
Anlamı:

1. ilişkisini tamamen bitirmek

2. hiçbir şey almadan birlikteliği bitirmek, ortaklıktan ayrılmak


ceketli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ceketi olan


ceketsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ceketi olmayan


çeki
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tartı

2. Odun, kireç vb. ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan, 225,978 kilogram olan ağırlık ölçü birimi

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Üzüntü, sıkıntı

4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Kadınların başlarına bağladıkları örtü

Örnek:

1. Başı ağrıdığı zamanlar bağladığı beyaz çekiyi çözüp var gücüyle yeniden düğümledi.

1. Başı ağrıdığı zamanlar bağladığı beyaz çekiyi çözüp var gücüyle yeniden düğümledi.


çeki taşı gibi
Anlamı:

1. ağır ve kımıldamaz


çekiç

İlgili Kelimeler:

çekiç atma, çekiçhane, çekiç kemiği, çekiç makinesi, hava çekici, imdat çekici

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çivi çakma, madenleri dövme vb. işlerde kullanılan saplı bir el aleti

Örnek:

1. Saldırmak onun içgüdülerinden biridir ve yöntemi çekiçle felsefe yapmaktır.

1. Saldırmak onun içgüdülerinden biridir ve yöntemi çekiçle felsefe yapmaktır.

2. spor , spor , spor , spor , Yaklaşık 1,20 metre uzunluğundaki madenî tele bağlı ve ağırlığı 7,257 kilogram olan gülle


çekiç atma
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Çekicin en uzağa atılması temeline dayanan atletizm dalı


çekiç kemiği
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Orta kulaktaki üç küçük kemikten biri


çekiç makinesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayakkabı imalatında taban köşelerinin burun kısımlarını incelten ve köseleleri döverek düzelten bir makine


çekiçhane
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Demir fabrikalarında makine ile çalışan çok ağır çekiçlerin bulunduğu yer


Lisan : Türkçe çekiç + Farsça ḫāne

Telaffuz : çekiçha:ne

çekici

İlgili Kelimeler:

ilgi çekici, şeytan çekici

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaza veya arıza yapan, yanlış yere park eden aracı belli bir yere götürmek için kullanılan taşıt

2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Alımlı

Örnek:

1. Necdet için bu, öbüründen daha çekici değildi.

1. Necdet için bu, öbüründen daha çekici değildi.