92406 kayıt bulundu.
1. `sıkıntı çekmemiş olanlar, eriştikleri rahatlığın ve mutluluğun değerini bilemezler` anlamında kullanılan bir söz
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Düşünüp taşınmadan, bir çırpıda
1. Avrupalılar, bir şiirimiz olduğunu bilmezler ve Türk'ün bu bahiste de kabiliyetini ceffelkalem inkâr ederler.
1. Avrupalılar, bir şiirimiz olduğunu bilmezler ve Türk'ün bu bahiste de kabiliyetini ceffelkalem inkâr ederler.
Lisan : Arapça ceff + ḳalem
Telaffuz : ce'ffelkalem
1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Yay veya çengel biçimini almak
1. Kaşın çeğmellenmiş kirpik üstüne / Havada bulutun ağdığı gibi
1. Kaşın çeğmellenmiş kirpik üstüne / Havada bulutun ağdığı gibi
1. isim , isim , isim , isim , Bilgisizlik
Lisan : Arapça cehālet
Telaffuz : ceha:let
1. -e , -e , eskimiş , eskimiş , -e , -e , eskimiş , eskimiş , Çalışıp çabalamak
Lisan : Arapça cehd + Türkçe etmek
Telaffuz : ce'hdetmek
cehennem azabı, cehennem hayatı, cehennem kütüğü, cehennem sıcağı, cehennem taşı, cehennem zebanisi
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Dinî inanışlara göre, dünyada günah işleyenlerin öldükten sonra ceza görecekleri yer, tamu
1. Cennet, cehennem, ahiret, ebedî hayat hayallerine bir daha dönmesine imkân yoktu.
1. Cennet, cehennem, ahiret, ebedî hayat hayallerine bir daha dönmesine imkân yoktu.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok sıkıntılı yer
Lisan : Arapça cehennem
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Cehennemde uğranılacağına inanılan ceza
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok büyük sıkıntı, eziyet
1. Üç gün üç gece cehennem azabı çekip borcunun ancak bir kısmını ödedi.
1. Üç gün üç gece cehennem azabı çekip borcunun ancak bir kısmını ödedi.
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Büyük sıkıntı ve üzüntülerle dolu yaşayış
1. Bu ikisinin arasında senelerce süren bir cehennem hayatı oldu.
1. Bu ikisinin arasında senelerce süren bir cehennem hayatı oldu.
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Cehennemde yanmaya yaraşır kimse
1. defolmak
1. Başımı örtünce cehennem olur giderim.
1. Başımı örtünce cehennem olur giderim.
1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Gümüşün nitrik asitte ergitilmesiyle elde edilen, havaya dayanıklı, ışıkta bozulmayan beyaz kristal
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Zalim, acımasız kimse
1. yaşanılmaz bir duruma getirmek
1. Kafamın çatlaklığı yüzünden bir anda orasını zindana, cehenneme çevirdim.
1. Kafamın çatlaklığı yüzünden bir anda orasını zindana, cehenneme çevirdim.
1. `defolsun, istediği yere kadar gitsin` anlamında kullanılan bir söz
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Cehennemle ilgili
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Üzücü, yakıcı, cehennem gibi
1. İçimi cehennemî bir üzüntü kemiriyordu.
1. İçimi cehennemî bir üzüntü kemiriyordu.
Lisan : Arapça cehennemī
Telaffuz : cehennemi:
1. çok uzak yer
1. Var git de ne hâlin varsa gör! Cehennemin dibine kadar yolun var!
1. Var git de ne hâlin varsa gör! Cehennemin dibine kadar yolun var!
2. Yoksa bilirsiniz ki ben, cehennemin bucağı olsa giderim.
2. Yoksa bilirsiniz ki ben, cehennemin bucağı olsa giderim.