Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
çarşısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çarşısı olmayan


carsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Car (II) giymemiş olan


cart

İlgili Kelimeler:

cart curt

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sert bir şey yırtılırken çıkan ses

2. Hoşa gitmeyen, dikkat çeken renk


cart (veya zırt) kaba kâğıt
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , argo , argo , ünlem , ünlem , argo , argo , yüksekten atana veya çalımlı bir tavır takınana karşı `senin bu tavrına değer verilmiyor` anlamında kullanılan bir söz


cart cart ötmek
Anlamı:

1. çok konuşmak

Örnek:

1. Öldürecek adam öldüreceğim diye cart cart ötmez, sıkı ise gelir öldürür.

1. Öldürecek adam öldüreceğim diye cart cart ötmez, sıkı ise gelir öldürür.


cart curt
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerekli gereksiz yerde söylenen abartılı söz

Örnek:

1. Aman efendim, ben bu carta curta tahammül etseydim, pekâlâ İstanbul'da kalırdım.

1. Aman efendim, ben bu carta curta tahammül etseydim, pekâlâ İstanbul'da kalırdım.


cart curt etmek
Anlamı:

1. göz korkutmak veya övünmek amacıyla abartılı konuşmak

Örnek:

1. Cart curt etmesine bakma, korkaktır.

1. Cart curt etmesine bakma, korkaktır.


carta
Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Yellenme


cartadak
Anlamı:

1. zarf , zarf , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , zarf , zarf , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Birdenbire ve gürültü ile, cartadan


Telaffuz : ca'rtadak

cartadan
Anlamı:

1. zarf , zarf , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , zarf , zarf , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Cartadak


Telaffuz : ca'rtadan

cartayı çekmek
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , ölmek

Örnek:

1. Yarın cartayı çektim mi, kefensiz mefensiz it ölüsü gibi meydanda kalacak leşim.

1. Yarın cartayı çektim mi, kefensiz mefensiz it ölüsü gibi meydanda kalacak leşim.


cartlak kebabı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şişe dizilen kuşbaşı biçimindeki ciğerin ve kuyruk yağının üzerine tuz, karabiber ve kimyon ekilerek kömür ateşinde pişirilmesiyle hazırlanan bir kebap türü


çasar
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Viyana'da oturan Alman imparatoruna verilen unvan


Lisan : Macarca császár

Telaffuz : ça:sa:r

cascavlak
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Saçsız (baş)

Örnek:

1. Cascavlak bir baş.

1. Cascavlak bir baş.

2. Bitki örtüsü olmayan

Örnek:

1. Cascavlak bir alan.

1. Cascavlak bir alan.


Telaffuz : ca'scavlak

cascavlak ortada kalmak
Anlamı:

1. bütün imkânları elinden alınmak

Örnek:

1. Bütün paran yok olur gider, cascavlak ortada kalırsın.

1. Bütün paran yok olur gider, cascavlak ortada kalırsın.


cash card
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 nakit kartı


Lisan : İngilizce cash card

çaşıt
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Casus

Örnek:

1. Ne yapsalar; düşman, çaşıtları ile haber alıyordu.

1. Ne yapsalar; düşman, çaşıtları ile haber alıyordu.

2. Ara bozmak amacıyla söz taşıyan kimse


çaşıtlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çaşıtlamak işi


çaşıtlamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Casusluk yapmak


çaşıtlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çaşıt olma durumu

2. Casusluk


casting
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 oyuncu kadrosu


Lisan : İngilizce casting

casus
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, çaşıt, ajan

Örnek:

1. Parmaklarını sayfaların arasına sokup casusun kendisine verdiği parayı aradı ve buldu.

1. Parmaklarını sayfaların arasına sokup casusun kendisine verdiği parayı aradı ve buldu.


Lisan : Arapça cāsūs

Telaffuz : ca:sus

casusluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Casus olma durumu, çaşıtlık, ajanlık, espiyonaj

Örnek:

1. Casusluk şüphesiyle hudut dışına atılmakla kurtuldu.

1. Casusluk şüphesiyle hudut dışına atılmakla kurtuldu.


casusluk etmek
Anlamı:

1. casus olarak çalışmak

Örnek:

1. Bildiği şey hükûmete casusluk etmek, hükûmeti düşürmek isteyenleri enselemektir.

1. Bildiği şey hükûmete casusluk etmek, hükûmeti düşürmek isteyenleri enselemektir.


çat
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , İki yolun veya iki derenin birleştiği yer, kavşak